Diyanet Vakfı Meali
ARAF SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
175. Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku.
176. Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.
Allah bu ayetlerde bize bir örnek gösteriyor, "onun gibi olmayın" diyor. Allah ayetlerini birine öğretmiş ama o kişi mesela yaşam tarzını değiştirmek istemediği gibi bir sebeple ayetleri yaşamak istememiş ve sonunda şeytan bu insanı peşine takmış. Allah bu insan gibi olmayalım diye vermiş bu örneği. Ayetteki sıkıntı "Allah dileseydi böyle olmazdı hatta ayetlerle yüksek bir makama gelebilirdi" ifadesi. Allah kimseyi zorla iman ettirmez, makamını yükseltmez, dininden çıkarmaz vs. Allah hepimizi özgür irade ile yaratmış. Bu dünya imtihan dünyası. Özgür irademizle yaptığımız seçimlerin karşılığını alıyoruz, ahirette de alacağız; cennet veya cehennem olarak. Allah bizi özgür irade ile yaratmasaydı, "ayetleri okuyan herkes iman edecek" gibi bir kural koysaydı kimse kafir olamazdı. Kendisine ayet ulaşan herkes mecburi iman ederdi. O zaman da imtihan olmazdı.
Bu ayetlerdeki dileme diye tercüme edilen şae fiilinin anlamı öznesi Allah olursa “koyduğu ölçüye göre yarattı” insan olursa “Allah’ın koyduğu iki ölçülerden birinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Allah bir şeyin olmasını istediğinde dilemez, emir verir. Bakara 117. ayet şöyle; Gökleri ve yeri, örneksiz yaratan O’dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi onun için sadece “Oluş!” der, o şey oluşur. Araf 176'nın doğru tercümesi şöyle;
Süleymaniye Vakfı Meali
ARAF SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
175. Kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini onlara anlat: O kişi, ayetlerimizden sıyrılıp uzaklaşınca şeytan onu peşine taktı, böylece yanlış kurgulara kapılanlardan oldu.
176. Tercihi biz yapsaydık onu ayetlerimizle yüceltirdik. Ama o, arzularına uyarak dünyalığa kapılıp kaldı. Onun durumu köpeğin durumu gibidir. Üzerine gitsen de dilini çıkarıp solur[*], kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur. İşte ayetlerimiz karşısında yalana sarılan toplulukların örneği budur. Bu konuyu tam olarak anlat, belki düşünürler.
[*] Köpekte ter bezi yoktur, dolayısıyla sıcak havalarda vücut ısısını dengelemek için dilini çıkarıp solur. Bu şekilde fazla ısıyı dışarı verir. Dinden dönenin durumu da köpek gibidir. Nasıl ki köpek, üzerine varsan da kendi haline bıraksan da sürekli dilini çıkarır, durumunu değiştirmezse, dinden dönen kişi de kendi haline bıraksan da, üzerine gitsen de durumunu değiştirmez. Vicdanının verdiği huzursuzluktan kurtulmak için ayetler hakkında yalan söylemeden duramaz.
شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili
شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili
Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.
Ali Akın
176. Eğer Biz (icbârf olarak) dileseydik, onu bu âyetler sebebiyle elbette yükseltirdik; ancak o, dünyaya (alçaklığa) yönelmişti ve nefsinin kötü isteklerinin (hevâ ve hevesinin) peşine takılmıştı. İşte onun durumu köpeğin durumuna benzer ki, üzerine varsan (kovsan) da, dilini çıkarıp solur; onu kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur. İşte âyetlerimizi yalan sayan güruhun hali böyledir. Ey Muhammedi Sen bu kıssayı (hikâyeyi Yahudi’lere) anlat; umulur ki, düşünürler (imana gelirler).
Bayraktar Bayraklı
176. İnsanı âyetlerimizle yüceltmeyi diledik. Ama o yere çakılı kaldı, arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan da... Âyetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikâyeyi anlat ki, düşünsünler.
Diyanet İşleri
176. Eğer biz isteseydik o kişiyi delillerimizle yüceltirdik. Fakat o dünyaya saplanıp kaldı, hevesinin peşine düştü. İşte böylesinin hali, kovsan da bıraksan da hep dilini çıkarıp soluyan köpeğin haline benzer. Âyetlerimizi yalan sayayan topluluğun durumu işte böyledir. Şimdi sen bu kıssayı anlat, umulur ki iyice düşünürler.
Diyanet Vakfı
176. Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.
Edip Yüksel
176. Dileseydik onu ayetlerimizle yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin ardına takıldı. Onun durumu, üstüne varsan da bıraksan da dili dışarıda soluyan huysuz bir köpeğin durumuna benzer. Ayetlerimizi yalanlayan toplulukların durumu işte böyledir. Bu olayı aktar, olur ki düşünürler.
Elmalılı Hamdi Yazır
176. Ve eğer dileseydik onu o âyetlerle yüceltirdik, fakat o alçaklığa saplandı kaldı ve kendi keyfinin ardına düştü. Artık onun ibret verici hali o köpeğin haline benzer ki, üzerine varsan da dilini uzatır solur, bıraksan da solur. İşte bu, âyetlerimizi inkâr eden kavmin misalidir. Bu kıssayı iyice anlat, belki biraz düşünürler.
Hakkı Yılmaz
176. Ve eğer Biz, dileseydik onu o âyetlerle yüceltirdik, ama o alçaklığa saplandı kaldı ve tutkusuna uydu. Artık onun durumu, üstüne varsan da dilini sarkıtıp soluyan, kendi hâline bıraksan da dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumuna benzer. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. O nedenle sen iyice düşünsünler diye bu kıssayı iyice anlat.
Hasan Basri Çantay
176. Eğer dileseydik onu bu (âyetler) le yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı, hevâsına uydu. Artık onun sıfatı o köpeğin haali gibidir ki üstüne varsan dilini sarkıtıb solur, yahud kendi haaline bıraksan yine dilini uzatıb solur. İşte âyetlerimizi yalan sayanlar güruhunun sıfatı budur. Artık sen (Habîbim) kıssayı (onlara) anlat. Belki iyice düşünürler.
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
176. Eğer dileseydik onu, âyetler ile (iyiler derecesine) yükseltirdik. Fakat o, yere (aşağılık dünyaya) meyletti ve hevesinin peşine düştü. Artık onun durumu köpeğin hali gibidir ki üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, kendi haline bıraksan da yine dilini çıkarıp solur (aşağılık bir haldedir). İşte âyetlerimizi yalanlayanların durumu budur. (Onlara) bu hadiseyi anlat; olur ki iyice düşünür (öğüt alır)lar.
Hayrat Vakfı Meali
176. Hâlbuki dileseydik onu onlarla (verdiğimiz âyetlerle) elbette yükseltirdik; fakat o, dünyaya meyletti ve nefsinin arzusuna uydu. İşte onun misâli, köpeğin misâli gibidir! Üzerine varsan da dilini çıkarıp solur, onu bıraksan da dilini çıkarıp solur! İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin misâli budur! Artık bu kıssayı (onlara) anlat; tâ ki düşünsünler.
Hüseyin Atay
176. Dileseydik, onu ilkelerimizle yükseltirdik. Fakat o, yere doğru yöneldi ve havasına uydu. Bu köpeğe benzer, üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur, bırak- san da dilini sarkıtıp solur. İşte, ilkelerimizi yalanla- yan ulusun durumu budur. Bu öyküleri anlat, belki düşünürler.
İhsan Eliaçık
176. Lâyık görseydik, onu bildiği ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat gözünü dünya hırsı bürümüş, heva ve hevesine fena kapılmıştı. Bu gibilerin durumu tıpkı köpeğe benzer; üstüne varsan da dilini sarkıtıp hırlar, kendi haline bıraksan da. İşte ayetlerimize yalan diyenlerin durumu böyledir.
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
176. Biz (ezelde onun hidâyeti tercih edeceğini bilseydik de bu yüzden onu, kendisine verilen âyetlerden istifâdeye muvaffak kılmayı) dileseydik, elbette onlar(a inanıp amel etmesi) sebebiyle kendisini (takvâ sahibi âlimlerin derecelerine) yükseltirdik. Lâkin o, o (âdî dünya) toprağ(ın)a meyletti de (kabilesinin hoşnutluğunu kazanma uğruna nefsinin) kötü arzusunun peşine düştü. Artık onun durumu köpeğin (en âdî) hali gibidir; (onu kovalamak için) üzerine hamle yap san da nefes nefese kalmış vaziyette dilini çıkarır, yahut onu (kendi halinde) bırakacak olursan yine soluk soluğa dilini çıkarır. (İşte dünyaya düşkün olana vaaz etsen de tesir etmez, hali üzere bıraksan da o huyundan vazgeçmez. Zira hırs, köpeğin soluması gibi onun ayrılmaz bir vasfı olmuştur.) İşte (Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in vasıflarını Tevrât’ta okuduktan sonra, bile bile) âyetlerimizi yalanlamış olan o (Yahudi) kavmin(in) ibretlik hali budur! Öyleyse bu kıssayı sürekli anlat, tâ ki onlar iyice düşünsünler (de bu kişinin durumuna düşmesinler)!
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
176. Dileseydik o âyetlerle onu elbette yüceltirdik. Fakat o dünyaya saplanıp kaldı da kendi heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte bu, âyetlerimizi yalanlayan toplumun durumudur. Şimdi onlara bu olayları anlat ki düşünsünler.
Mehmet Akif Ersoy
176. Bizler dileseydik onu yükseltirdik, lâkin kendisi topraklara kapandı, hevesâtma kapıldı. Herifin hâli tıpkı köpeğin hâli: Üzerine varırsan dilini çıkarır, solur; bırakırsan yine dilini çıkarır, solur. Bu, işte âyâtımızı yalancı çıkaranların hâli. Yâ Muhammed, sen kıssayı kendilerine söyle, belki düşünür hisse alırlar.
Mehmet Okuyan
176. Dileseydik elbette onu bu deliller sayesinde yükseltirdik. Fakat o, arzusuna mahkûm olup dünyaya saplandı. Böylesi bir kişinin durumu, kovsan da kendi hâline bıraksan da dilini çıkartıp soluyan köpeğin durumuna benzer. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin örneği de böyledir. Bu kıssayı anlat; umulur ki düşünürler.
Mustafa İslamoğlu
176. Ki, eğer Biz isteseydik onu mesajlarımızla yüceltirdik, ne ki o dünyaya sarıldı ve ihtirasının peşine düştü. İşte bu yüzden böyle birinin durumu, üstüne varsan da kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp hırlayıp duran köpeğe benzer. Mesajlarımızı yalanlayanların durumu işte böyledir. Şu halde (bu) kıssayı aktar, belki üzerinde tefekkür ederler.
Mustafa Öztürk
175-176. Ey Peygamber!] Kendisine ayetlerimiz hakkında ilim ve vukuf sahibi olma lütfunda bulunduğumuz zatın hikayesini de anlat o kafirlere! Zira o zat onca ilim ve vukufuna rağmen ayetlerimizle tüm bağlarını koparmış, bu yüzden şeytanın elinde oyuncak olmuş ve nihayet büsbütün azıp yoldan çıkmıştı. Biz dileseydik onu ayetlerimiz vesilesiyle yüksek bir mertebeye eriştirirdik. Ne var ki o, dünyaya mahkum etti kendini; arzu ve isteklerine boyun eğdi. Onun durumu, kışkırtsan da kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp soluyan köpeğe benzer. Ayetlerimize yalan diyen kimselerin durumu işte böyledir. [Ey Peygamber!] Bu kıssayı anlat; olur ki kafirler ibret alıp imana gelirler
Ömer Nasuh Bilmen
176. Ve eğer Biz dileseydik onu o âyetler ile yükseltirdik. Fakat o dünyaya meyletti ve hevâsına tâbi oldu. Artık onun meseli, o köpeğin meseli gibidir ki, üstüne varırsan dilini çıkarır solur veya terketsen yine dilini uzatır solur. İşte bu, âyetlerimizi tekzîp eden kavmin meselidir. Artık sen kıssaları hikaye et, belki onlar düşünüverirler.
Sadık Türkmen
176. Hak eden/lâyık olsaydı, bunlarla onu yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı ve ihtirasının/hevasının peşine takıldı. Onun hali, köpeğin hali gibidir; üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur, onu terkedip kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte, ayetlerimizi yalan sayan topluluğun durumu böyledir. Bu kıssayı anlat, belki düşünüp öğüt alırlar!
Süleyman Ateş
176. Dileseydik elbette onu o âyetlerle yükseltirdik, fakat o, yere saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu, tıpkı şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur, onu bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayanların durumu budur. Bu kıssayı anlat, belki düşünür(öğüt alır)lar.
Süleymaniye Vakfı
176. Tercihi biz yapsaydık onu ayetlerimizle yüceltirdik. Ama o, arzularına uyarak dünyalığa kapılıp kaldı. Onun durumu köpeğin durumu gibidir. Üzerine gitsen de dilini çıkarıp solur, kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur. İşte ayetlerimiz karşısında yalana sarılan toplulukların örneği budur. Bu konuyu tam olarak anlat, belki düşünürler.
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
176. Eğer zorlasaydık elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler.
Yaşar Nuri Öztürk
176. Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, yere saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan dilini sarkıtarak solur, kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikayeyi anlat ki düşünüp taşınabilsinler.