Ayetler

Araf 179. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet Vakfı Meali

ARAF SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.

İlhan Arsel'in Eleştirileri

İlhan Arsel klasik meallere bakarak, yanlış tercüme edilen şae fiili sonucu oluşan tutarsızlıkları "Tanrı sözü" kabul edip kitap yazmış. Yukarıdaki ayetteki gibi insanların cehennem için yaratıldığını, Allah dileseydi böyle olmayabilirdi gibi ayetleri bir araya getirmiş. Benim yaptığım İlhan Arsel veya kim olursa olsun şae fiiline verilen yanlış anlamdan dolayı yapılan eleştirilerin doğru olmadığını göstermektir. İlhan Arsel de bu kelimelerin doğru anlamını bilseydi bu satırları yazmazdı.

İlhan Arsel Kuranın eleştirisi kitabı

Allah İnsanları Cinleri Ve Dünyayı Neden Yarattı?

Diyanet Vakfı'nın meali yeminle başlıyor; Andolsun. Allah insanlardan ve cinlerden bir çoğunu cehennem için yaratmış. Peki ama neden? Bu mealleri hazırlayanlar nasıl çelişkilere sebep olduklarını fark etmiyorlar. Allah Zariyat 56. ayette şöyle diyor; BEN cinleri (insanın algılayamadığı varlıkları) ve insanları ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım. Hangi ayet doğru? Allan, cinleri ve insanları Kendisine ibadet için mi yarattı yoksa cehennem için mi yarattı? Peki Allah dünyayı neden yarattı? Onu da Mülk suresi ve İnsan Suresinden öğreniyoruz.

MÜLK SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

1. Bütün yetkileri elinde tutan Allah pek yücedir. Her şeye bir ölçü koyan O’dur.

2. Ölümü ve hayatı yaratan odur. Bunlar; hanginiz daha güzel iş yapacak diye sizi yıpratıcı bir imtihandan geçirmek içindir. O güçlüdür, bağışlayıcıdır.

İNSAN SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

2. Biz insanı, çok karışımlı döllenmiş yumurtadan yarattık. Yıpratıcı bir imtihandan geçireceğiz; o nedenle onu dinleyen ve gören bir varlık haline getirdik.

3. Ona doğru yolu gösterdik; ister görevini yapar, isterse o yolu görmezlikten gelir (kâfir olur).

Allah bu dünyayı kim daha güzel iş yapacak ve insanları imtihandan geçirmek için yaratmış. İnsanları ve cinleri de kendisine ibadet etsinler diye yaratmış. İnsan 3. ayette hepimizin özgür irade ile yaratıldığını görebilirsin. Allah hiç kimseyi ezelden cehenneme gidecek diye yaratmamıştır. Yanlış tercümelerden dolayı böyle olduğu zannediliyor. Ayette "biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır" ifadesindeki yaratma diye çevrilen kelimenin başka anlamı da var. Süleymaniye Vakfı'nın bu ayette yaptığı açıklama şöyle;

Yaratma anlamı verdikleri zeree = (ذرأ) kelimesi şu ayette, hayvan ve bitki yetiştirme anlamındadır: "Allah’ın yetiştirdiği ekinden ve en’amdan (koyun, keçi, sığır ve deveden) ona pay ayırır ve kendilerince “Bu Allah’ın, bu da ona ortak saydıklarımızındır» derlerdi. (En’âm 6/136) Şu ayete göre Allah Teala insanı da bir bitki gibi yetiştirmiştir. Allah sizi topraktan bir bitki gibi bitirmiştir. (Nuh 71/17) Şu ayetler, Ahiretteki dirilişin de aynı şekilde olacağını bildirir: "Sizi toprağa tohum gibi eken O'dur. Hepiniz O’nun huzurunda toplanacaksınız." (Müminûn 23/79) “Gökten bir ölçüye göre su indiren (Allah’tır). Onunla ölü bir bölgeyi canlandırır. Kabirlerinizden de bu şekilde çıkarılacaksınız.” (Zuhruf 43/11) Görüldüğü gibi zeree = (ذرأ), insanı, bitkiyi ve hayvanı yetiştirme anlamına da gelir. İnsanı diğerlerinden ayıran şey, ruhun üflenmesiyle birlikte kazandığı dinleme, ilerisini görebilme (basiret) ve gönül sahibi olma özelliğidir. (Secde 32/9) Bu özellikleri kullanmayanlar, hayvan gibi hatta daha aşağı seviyede yani bitki gibi olurlar. Cehennemle birlikte zikredilen bitki odundur. İlgili ayet şöyledir: "Yanlış yapanlar ise Cehenneme odun olurlar.” (Cin 72/15)

Araf 179'nın doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

ARAF SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

179. Cinlerin ve insanların çoğunu sanki cehennemlik olsunlar diye yetiştirdik. Onların kalpleri vardır ama (gerçeği) kavramazlar; gözleri vardır ama ilerisini görmezler; kulakları vardır ama söz dinlemezler. Onlar en’âm (koyun, keçi, sığır ve deve) gibidirler. Hatta daha aşağı seviyededirler. Gerçeklere ilgisiz kalanlar işte bunlardır.

İlhan Arsel gibi ateistler ayetlerin bu anlama geldiğini görmediler ama bugün ayetlerin zannettikleri gibi "Allah dilediğini saptırıyor" manasına gelmediğini gören ateistler var. Fakat onlar da tıpkı üstteki ayetteki gibi anlayacak kalpleri, görecek gözleri, anlatılanı dinleme özellikleri olmasına rağmen anlatılan hiç bir şeye kulak vermiyorlar. Görmezden geliyorlar. Onları kafir yapan bu tutumlarıdır. Allah bu ayetlerle onlara sanki sizi cehenneme gidesiniz diye yarattım diyor. İlhan Arsel'in üstteki eleştirisindeki diğer ayetlerin doğru tercümelerini alttaki linklerden görebilirsin.

İlhan Arsel'in Yazısındaki Diğer Ayetlere Cevaplar

Allah'ın dilediğini saptırmadığıyla ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

İnsanları ve cinleri cehenneme atma sözü nereden geliyor Secde 13. ayetin açıklamasından bakabilirsin. Secde 13 - Allah Neden Herkese Hidayet Etmiyor?

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    179. Ant olsun ki, gerçekten Biz, cinlerden ve insanlardan bir çoklarını da (kendi iradeleriyle küfre saplanmalarından dolayı) cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onunla kavramazlar; onların gözleri de vardır, onlarla (sanki) görmezler; onların kulakları da vardır, onlarla (sanki) işitmezler. İşte onlar (hakka karşı duygusuzlukta) sağmal hayvanlar gibidir; hatta daha da sapkındırlar. İşte onlar gafillerin ta kendileridir.

  2. Bayraktar Bayraklı

    179. Andolsun ki, kalpleri olup düşünmeyen, gözleri olup görmeyen, kulakları olup dinlemeyen cinleri ve insanları cehennem için yarattık. Bunlar hayvan gibidirler; hatta daha da aşağıdırlar. İşte gâfil olanlar böyleleridir.

  3. Diyanet İşleri

    179. Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmış olduk. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.

  4. Diyanet Vakfı

    179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.

  5. Edip Yüksel

    179. İnsanlardan ve cinlerden çok sayıda kişiyi cehenneme mahkûm ettik. Kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler. Onlar, çiftlik hayvanları gibidir, hatta daha da kötü… Ve onlar, olup bitenden habersizdirler.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    179. Andolsun ki, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir.

  7. Hakkı Yılmaz

    179. Ve andolsun ki tanıdıklarınızdan-tanımadıklarınızdan birçoğunu cehennem için türetip ürettik; onların kalpleri vardır, onlarla anlamazlar. Gözleri vardır, onlarla görmezler. Kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar dört ayaklı hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar duyarsızların ta kendileridir

  8. Hasan Basri Çantay

    179. Andolsun ki biz cin ve insden bir çoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalbleri vardır, bunlarla idrâk etmezler; gözleri vardır, bunlarla görmezler; kulakları vardır, bunlarla işitmezler. Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Hattâ daha sapıkdırlar. Onlar gaflete düşenlerin ta kendileridir.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    179. Andolsun ki biz, cin ve insanlardan birçoğunu cehennemlik kıldık; çünkü onların kalpleri vardır, onlarla (ilâhî hakikatleri) anlamazlar; gözleri vardır, onlarla (İslâm’a ait gerçekleri) görmezler; kulakları vardır, onlarla (İslâm’a dair emirleri) işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidirler, hatta daha aşağı/daha şaşkındırlar. İşte onlar, (düşünce, inanç ve yaratılış gayesinden ve Allah’a kulluktan) gafil olanların ta kendileridir.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    179. Celâlim hakkı için, cinlerden ve insanlardan birçoğunu (kendi irâdeleriyle hak edecekleri üzere) Cehennem için yarattık. Onların kalbleri vardır, (ancak kendi küfürleri sebebiyle artık) onlarla (hakkı zevk edip) anlamazlar; onların gözleri vardır (ama) onlarla(Allah`ın delîllerini) görmezler; onların kulakları da vardır, (ama) onlarla (İlâhî nasîhatleri)işitmezler! İşte onlar hayvanlar gibidir; hattâ daha da aşağıdırlar. İşte onlar, gafillerin ta kendileridir.

  11. Hüseyin Atay

    179. Andolsun, cehennem için birçok cin ve insan yarattık. Onların gönülleri vardır, onlarla anlamazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibidir, belki daha da sapkındırlar. İşte bunlar bön kimselerdir.

  12. İhsan Eliaçık

    179. İyi dinleyin! Biz, görünen, görünmeyen birçok varlığı cehenneme atacağız. Onların kalpleri vardır kavramazlar, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler. Onlar hayvanlar gibi hatta daha da aşağıdırlar. Onlar körkütük yaşayanlardır.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    179. Andolsun ki muhakkak Biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu(n kâfirlikte ısrarı seçeceğini, evveli olmayan ilmimizle bildiğimizden dolayı onları) cehennem için yarattık. (Zira işledikleri kâfirlik ve günahların âkıbeti cehennem olacaktır. Ama ezelde Bize ibadet edeceklerini bildiğimiz kimseleri, Bize kulluketsinler de cennete girsinler için yarattık.) Onlar için kalpler vardır, (ama) onlar(ı hakkı anlama uğrunda kullanmadıklarından, kendileri) ile (gerçekleri) anlamazlar. Onlar için gözler vardır, (fakat) kendileriyle (Allâh’ın yaratıklarına ibret nazarıyla bakıp onlarda bulunan âyetleri) görmezler. Onlar için kulaklar da vardır, (lâkin) kendileriyle (âyet ve vaazları amel etme niyetiyle) işitmezler. İşte sana! Onlar (anlayış kıtlığı, ibret nazarıyla bak mama ve düşünerek dinlememe yönlerinden) hayvanlar gibidir! Hattâ (hayvanlar fayda ve zararı bilip, menfaatlerini celp etme ve tehlikelerden sakınma hususunda var güçlerini kullanırken) onlar (sonsuz faydaları bırakıp, ebedî azaplara kendilerini maruz kılarak işi tersine çevir dikleri için, hayvanlardan) daha da sapıktır(lar)! İşte sana! Ancak onlar, (kendi kârlarını bilmeyen) gâfil kimselerin tâ kendileridir.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    179. Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.

  15. Mehmet Akif Ersoy

    179. Bizler cinden, insden birçoğunu (çoğunu) cehennem için yarattık (cehennemlik yarattık). Bunların öyle kalpleri var ki onunla duymazlar, öyle gözleri var ki onlarla görmezler. Öyle kulakları var ki onlarla işitmezler, işte bunlar behîmeler gibi (hayvanlar gibi), hayır bunlar daha yaman bir dalâl içindeler. Tamamıyla gafil olanlar işte bunlar.

  16. Mehmet Okuyan

    179. Yemin olsun ki (akıl eden) kalpleri olmasına rağmen anlamayan, gözleri olmasına rağmen görmeyen, kulakları olmasına rağmen duymayan, sadece hayvanlar gibi, hatta daha da şaşkın bir hâlde bulunan ve sonunda habersizmiş gibi davranan pek çok cin ve insanı cehennem için hazırlamışızdır.

  17. Mustafa İslamoğlu

    179. Doğrusu biz; görünen görünmeyen iradeli varlıklar içinden akleden, kalpleri olup da kavramayan, gözleri olup da görmeyen, kulakları olup da işitmeyen birçoklarını Cehennem için ortaya çıkarmışızdır. Hayvan gibidir onlar belki daha da şaşkın Onlar gaflete gömülmüş olan zavallılardır

  18. Mustafa Öztürk

    179. Andolsun ki yarattığımız insanlar ve cinlerin çoğu, [yaratılış gayelerine uygun davranmadıkları için] cehennemlik olmayı hak etmiştir. Çünkü böylelerinin akıllan vardır hakikati idrak etmez, gözleri vardır hakikati görmez, kulakları vardır ama hakikat çağrısını işitmez. İşte bunlar [yollarını şaşırmışlık bakımından] davar sürüsü gibidirler ve hatta davar sürüsünden de beter haldedirler. İşte bunlar tam bir aymazlık içinde olan kimselerdir.

  19. Ömer Nasuh Bilmen

    179. Andolsun ki, cinden ve insten çoklarını cehennem için yarattık, onların kalbleri vardır ki, onlar ile anlayamazlar ve onların gözleri vardır ki, onlar ile göremezler ve onların kulakları vardır ki, onlar ile işitemezler. Onlar hayvanlar gibidirler, belki onlar daha sapıktırlar. İşte gâfil olanlar onlardır.

  20. Sadık Türkmen

    179. Hiç kuşkusuz; cin ve insanın suçlularından birçoğunu (hakedenleri) cehenneme atarız. Kalpleri (akılları) vardır ama onunla ince ve derin düşünmüyorlar. Gözleri vardır ama onlarla görmüyorlar, kulakları vardır ama onlarla işitmiyorlar. İşte onlar hayvanlar gibidirler, hatta daha da şaşkındırlar. İşte onlar gafillerdir.

  21. Süleyman Ateş

    179. Andolsun, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık ki kalbleri var, fakat onlarla anlamazlar; gözleri var, fakat onlarla görmezler; kulakları var, fakat onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir, hattâ daha da sapık... Ve işte gâfiller onlardır!

  22. Süleymaniye Vakfı

    179. Cinlerin ve insanların çoğunu sanki cehennemlik olsunlar diye yetiştirdik. Onların kalpleri vardır ama (gerçeği) kavramazlar; gözleri vardır ama ilerisini görmezler; kulakları vardır ama söz dinlemezler. Onlar en’âm (koyun, keçi, sığır ve deve) gibidirler. Hatta daha aşağı seviyededirler. Gerçeklere ilgisiz kalanlar işte bunlardır.

  23. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    179. Andolsun ki insanlar ve cinlerin çoğu (yaratılış gayelerine uygun davranmadıkları için) cehennemlik olmayı hak etmiştir. Çünkü böylelerinin akılları vardır hakikatı idrak etmez, gözleri vardır görmez, kulakları vardır hakikat çağrısını işitmez. İşte bunlar (yollarını şaşırmışlık bakımından) hayvan sürüsü gibidirler ve hatta hayvan sürüsünden de beter haldedirler. İşte bunlar tam gafil olanlardır.

  24. Yaşar Nuri Öztürk

    179. Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.