Ayetler

Bakara 272. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

272. Onları doğru yola iletmek senin üzerine borç değildir, fakat Allah dilediğini doğru yola iletir. Hayır için yaptığınız her harcama kendiniz içindir. Verdiklerinizi ancak Allah rızâsı için verirsiniz. Hayır için yaptığınız her harcamanın karşılığını da hiçbir haksızlığa uğramaksızın tam olarak alacaksınız.

Doğru Yola Gelmek Allah'ın Dilediği Kullarına Mı Hastır?

Bir insan eğer sırf Allah onun doğru yolda olmasını diledi diye doğru yolda oluyorsa, bu insanın başarısından söz edilemez. Tam tersi de doğrudur Allah bazı insanların doğru yolda olmasını dilemiyorsa bu insanlar başarısız sayılamaz. Bu tip ayetleri dileme diye çevirince inan inanmayan herkes ayetler hakkında yorum yapar hale geliyor. Çoğu insan Allah inancını kaybetmemek için deist oluyor.

İnsanlar bir şey elde etmek istedikleri zaman ise gerekli çalışmayı yapmak zorundadır. Bunu herkes bilir. Bu ayet, o dönem peygamberimizin (a.s) bugün hocaların/şeyhlerin/efendilerin vs insanları doğru yola getiremeyeceğini, İslam'a inanmak için olsun ya da Müslüman olup da daha fazla bilginin peşinde olan olsun, insanları gayretleri, çalışmaları ölçüsünde doğru yola getirenin Allah olduğunu söylüyor. Allah kulları neyi elde etmek için çalışırsa onu verir. Buna iman da dahildir. Ayetin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

272. Yardım ettiğin kişileri doğru yola getirmek senin görevin değildir[*] ama Allah, gerekeni yapanı doğru yola getirir. Hayra yapacağınız her harcamanın faydası kendinizedir. Harcamayı, sırf Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yapmalısınız. Hayra yapacağınız her harcamanın karşılığı size tam olarak verilir ve haksızlık görmezsiniz.

[*] Yardım ettiğimiz kişinin doğru yolda olup olmaması yani dini kimliği önemli değildir. Muhtaç olan herkese yardım etmek gerekir.

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    272. Ey Muhammedi İnsanları hidâyete erdirmek, senin üzerine vazife değildir (; sen ancak doğru yolu bildirmekle sorumlusun). Fakat Allah, dilediğini (aklını ve hür iradesini doğru kullandığı için) hidâyete erdirir. Bir de, hayır olarak her ne harcayacak olursanız, işte o kendiniz içindir. (Onun için başa kakmayın ve malın kötüsünü vermeyin.) Yapacağınız harcamaları da yalnız Allah rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak her ne harcayacak olursanız, karşılığı da size tam olarak ödenir ve siz haksızlığa uğratılacak değilsiniz.

  2. Bayraktar Bayraklı

    272. Ey Peygamber! İnsanları hidayete erdirmek sana ait değildir; ancak Allah dileyeni hidayete erdirir. Sadece Allah`ın rızasını kazanmak amacıyla başkalarına her ne iyilik yaparsanız bu kendi yararınızadır. Çünkü yapacağınız her iyilik size, olduğu gibi geri dönecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.

  3. Diyanet İşleri

    272. Onları doğru yola iletmek senin üzerine borç değildir, fakat Allah dilediğini doğru yola iletir. Hayır için yaptığınız her harcama kendiniz içindir. Verdiklerinizi ancak Allah rızâsı için verirsiniz. Hayır için yaptığınız her harcamanın karşılığını da hiçbir haksızlığa uğramaksızın tam olarak alacaksınız.

  4. Diyanet Vakfı

    272. (Ya Muhammed!) Onları doğru yola iletmek sana ait değildir. Lâkin Allah dilediğini doğru yola iletir. Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız

  5. Edip Yüksel

    272. Onları doğruya iletmek sana düşmez. Ancak ALLAH dilediğini doğruya iletir. Muhtaçlara ettiğiniz her iyilik kendi yararınızadır. Yardımlarınız yalnız ALLAH için olmalı. Yaptığınız her iyiliğin karşılığı size eksiksiz ödenecektir. Haksızlığa uğratılmayacaksınız.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    272. Onları yola getirmek senin boynuna borç değildir, ancak Allah dilediğini yola getirir. Yaptığınız her iyilik sırf kendiniz içindir. Siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında infak etmezsiniz. İyilik cinsinden ne infak ederseniz o size aynen ödenir. Size hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz.

  7. Hakkı Yılmaz

    272. Onları doğru yola getirmek senin boynuna borç değildir, ancak Allah dilediği kimseyi doğru yola getirir. Ve hayırdan Allah yolunda harcamada bulunduğunuz/ başta yakınlarınız olmak üzere başkalarının nafakalarını sağladığınız şeyler sırf kendiniz içindir. Ve siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında harcamada bulunmazsınız. Ve hayırdan ne harcamada bulunursanız, o, size tastamam ödenecektir. Ve siz, haksızlığa uğratılmayacaksınız.

  8. Hasan Basri Çantay

    272. (Habîbim) onları (İnsanları) hidâyete erdirmek senin üstüne borç değil. Ancak Allah hidâyeti kime dilerse ona verir (nasıyb eder). Infak edeceğiniz hayır (mal) kendi fâidenizedir. Zâten siz, (Ey mü’minler) Allahın rızaasını aramakdan başka bir suretle infak da etmezsiniz ya. (Allah yolunda) maldan harcedeceğiniz (in mükâfatı) size fazlasıyle ödenecekdir. Siz (bu hususda da) haksızlığa uğratılmayacaksınız.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    272. (Ey Muhammed!) Onları (müşrikleri bir de sadaka vererek) doğru (ve hak) yola eriştirmek senin görevin değildir (senin görevin yalnız tebliğdir). Fakat Allah, (niyet ve amellerine göre) dilediğini hidayete erdirir. (Allah yolunda) hayır olarak harcadığınız her şey kendi (iyiliği)niz içindir. Zaten siz (mü’minler), ancak Allah’ın rızasını isteyip, kazanmak için harcarsınız. (Böylece) hayır olarak sarfettiğiniz her iyi şeyin karşılığı size (fazlasıyla) ödenir. Sizin hakkınız asla yenmez.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    272. (Ey Resûlüm!) Onların hidâyete ermesi sana âid değildir (senin vazîfen ancak tebliğdir); fakat Allah, dilediğini (hikmetine binâen kendi lütfundan) hidâyete erdirir. Hem hayır (ve hasenât)dan ne sarf ederseniz, artık kendiniz içindir. Zâten (siz) yalnız Allah`ın rızâsını arzu ederek sarf edersiniz, bu yüzden hayır (ve hasenat)dan ne sarf ederseniz, (onun ecri) size tam olarak verilir ve (âhirette) size haksızlık edilmez.

  11. Hüseyin Atay

    272. Onları doğru yola getirmek sana düşmez. Ancak, Allah dileyene doğru yol gösterir. Verdiğiniz iyi şeyler kendinizedir. Aslında Allah'ın rızasını elde etmek için verirsiniz. Yaptığınız her türlü iyilik, haksızlığa uğratılmaksızın size ödenir.

  12. İhsan Eliaçık

    272. İnsanları doğru yolda yürütmek senin işin değil, zira Allah lâyık gördüğüne doğru yolda yürümeyi nasip eder. İyilik olarak yaptığınız yardımlar kendi faydanızadır. Zaten yardımlar, sırf " Allah rızasını aramak" için yapılmalı. Yaptığınız her iyilik size olduğu gibi geri dönecek; zerrece hakkınız yenmeyecektir.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    272. (Ey Habîbim!) Onları (doğru yola ulaştırma anlamında) hidâyet etmek, senin üzerinde (bir sorumluluk) değildir. (Sen insanlara ancak doğru yolu gösterebilen bir müjdeci ve uyarıcısın! Dolayısıyla senin vazifen açık bir duyurudan başkası değildir!) Velâkin Allâh (doğru yola ulaştıracak özel hidâyeti yaratarak) dilediğini hidâyet etmektedir (ki, o diledikleri de, hidâyeti seçtiklerini bildiği kişilerdir). Hayır (niyetiyle mal)dan (az-çok) neyi verecek olursanız, (bunun menfaati âhirette ancak) kendileriniz içindir. (Öyleyse kötü şeyler vererek yahut başa kakma ve gösteriş gibi günahlar işleyerek hayrınızı iptal etmeyin. Ey müminler!) Zaten siz Allâh’ın vechini (; Zât’ını ve rızasını) aramaktan başka bir şey için infak etmezsiniz. Hayır (yapmak üzere mal)dan ne infak ederseniz, (sevabı) size tastamam ödenecektir.Ve siz (mükâfatlarınız eksiltilerek) zulme uğratılmayacaksınız.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    272. Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah'ın rızasını kazanmak için harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı size tastamam ödenir.

  15. Mehmet Akif Ersoy

    272. Yâ Muhammedi Onların doğru yolu tutmaları senin üzerine borç değil. Ancak Allahu Zülcelâl dilediğini doğru yola çıkarır. Sizler hayır olarak ne verirseniz kendiniz içindir. Zaten Allah'ın rızasını dilemekten başka bir maksadla vermiyorsunuz. Hayra dair ne verirseniz, karşılığı size ödenecek, hiç de zararlı çıkmayacaksınız.

  16. Mehmet Okuyan

    272. Onların hidayeti senin üzerine (bir görev) değildir. Zira Allah dileyeni (layık gördüğünü) doğru yola ulaştırır. Her ne iyilik infak ederseniz kendiniz içindir. Yalnızca Allah rızası için infak edeceksiniz. Her ne iyilik infak ederseniz, size (karşılığı) tastamam verilecektir ve haksızlığa uğratılmayacaksınız.

  17. Mustafa İslamoğlu

    272. (Ey Peygamber!) İnsanların hidayeti senin elinde değildir; lakin Allah isteyenin hidayetini bilir. Hayır için harcadığınız herhangi bir şey kendi yararınızadır; yeter ki yalnızca Allah`ı kazanmak için harcayın; ve hayır için yapacağınız bir harcama, size tastamam geri dönecek ve siz kesinlikle haksızlığa uğramayacaksınız.

  18. Mustafa Öztürk

    272. [Ey Peygamber! Müşrik ve kafir akrabalarına maddi yardımda bulunmak isteyen müminleri bundan menetme.] Çünkü senin görevin, müşrikleri/kafirleri imana zorlamak değildir; [kaldı ki bunu istesen de başaramazsın] . Çünkü ancak Allah dilediğine/layık gördüğüne iman ve hidayet nasip eder.

  19. Ömer Nasuh Bilmen

    272. Onları hidâyete erdirmek senin üzerine (bir vecibe) değildir. Velâkin Allah Teâlâ dilediğine hidâyet nâsip buyurur. Ve hayırdan her neyi infak ederseniz kendi nefsiniz için etmiş olursunuz. Ve siz ancak Allah Teâlâ’nın rızası için infakta bulunursunuz. Ve hayırdan her ne infak ederseniz size karşılığı ödenir ve siz zulme uğratılmayacaksınız.

  20. Sadık Türkmen

    272. Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah dileyeni (gereklerini yerine getireni) hidayete erdirir. Hayır olarak ne harcarsanız kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah’ın rızasını kazanmak için harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız hiç hakkınız yenmeden size tam karşılığı ödenir.

  21. Süleyman Ateş

    272. (Ey Muhammed) Onları yola iletmek sana düşmez, dilediğini doğru yola ileten Allah’tır. Verdiğiniz her hayır, kendiniz içindir. Çünkü yalnız Allâh’ın rızâsını kazanmak için veriyorsunuz. Verdiğiniz her hayır, size tastamam verilir ve hiç hakkınız yenmez.

  22. Süleymaniye Vakfı

    272. Yardım ettiğin kişileri doğru yola getirmek senin görevin değildir ama Allah, gerekeni yapanı doğru yola getirir. Hayra yapacağınız her harcamanın faydası kendinizedir. Harcamayı, sırf Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla yapmalısınız. Hayra yapacağınız her harcamanın karşılığı size tam olarak verilir ve haksızlık görmezsiniz.

  23. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    272. (Ya Muhammed!) Onları doğru yola iletmek sana ait değildir (senin görevin sadece tebliğdir). Lâkin Allah iyi niyetinden dolayı uygun gördüğünü doğru yola iletir. Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah'ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Çünkü yapacağınız her iyilik size eksiksizce geri dönecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.

  24. Yaşar Nuri Öztürk

    272. Onların iyiyi ve güzeli bulmaları, senin üzerine bir borç değildir. Tam aksine, dilediğini/dileyeni iyiye ve güzele kılavuzlayan Allah’tır. Nimet ve imkândan başkalarına bağışladığınız, esasında sizin öz benlikleriniz lehinedir. Allah’ın yüzünü arzulama dışında bir şey için infak etmiyorsunuz. İnfak ettiğiniz her nimet size tam bir biçimde geri verilir. Ve siz, asla zulme uğratılmazsınız.