Diyanet İşleri Meali
FATIR SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
8. Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
Eğer bir insan sapıklığı tercih ediyorsa ve o yolda çalışıp gayret gösteriyorsa Allah o kişi için OL emri verir ve o kişi sapık olmaya başlar. Burada seçim tamamen insanlarındır. Kimse sapıklığı istemez ama tercih ettiği inanç biçimi Allah katında "sapıklık" olarak adlandırılıyorsa sapmış olur. İstediği için değil, o yola yöneldiği için. Yine bir kişi hidayete yönelirse Allah bu kişi için de OL emri verir ve o kişi müminlerden olmaya başlar. Sapıklık için de hidayet için de gerekeni yapan amacıma ulaşır.
Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء fiilinin kökü, “var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Ayetin doğru tercümesi şöyle;
Süleymaniye Vakfı Meali
FATIR SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
8. Yaptığı işin kötülüğü kendine süslü gösterilen, kendisi de onu güzel gören kişi mi (bağışlanıp ödüllendirilecek])? Allah, (sapkınlığı) tercih edeni sapkın sayar, (doğru yolu) tercih edeni] de yoluna kabul eder. Onlara çok üzülerek kendini helak etme[! Onların ne yapıp ettiklerini Allah bilir.
شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili
شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili
Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.
Ali Akın
8. Pekiyi, işinin kötülüğü kendisine süslü gösterilip de, onu güzel gören kimse (Allah’ın hidâyetine ermiş kimse gibi) mi! İşte şüphe yok ki, Allah, dilediğini (aklını ve hür iradesini doğru kullanmadığı için) sapkınlıkta bırakır; dilediğini de (aklını ve hür iradesini doğru kullandığı için) hidâyete erdirir. Öyleyse ey Muhammedi Sen onlar için üzülüp perişan olma. Çünkü şüphesiz Allah, onların ne yaptıklarını hakkıyla bilmektedir.
Bayraktar Bayraklı
8. Kötü işleri kendisine güzel gösterilip, kendisi de onları güzel gören kişi, gerçeği gören gibi midir? Şüphesiz ki Allah dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir. Artık onlara üzülerek kendini mahvetme! Çünkü Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir.
Diyanet İşleri
8. Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
Diyanet Vakfı
8. Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.
Edip Yüksel
8. Kötü işi, kendisine süslenip de onu güzel gören kimseye ne dersin? ALLAH dileyeni saptırır ve dileyeni yola iletir. Öyleyse onlar için kendini üzüp durma. ALLAH onların yaptıklarını iyi Bilir.
Elmalılı Hamdi Yazır
8. Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş olan kimse de mi (iman edip salih amel işleyenler gibi olacak)? Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır. O halde canın onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Çünkü Allah, onların bütün yaptıklarını bilir.
Hakkı Yılmaz
8. Onun için, kötü ameli kendisine süslü gösterilen sonra da onu güzel gören kişi mi? Şüphe yok ki Allah dilediğini/dileyeni şaşırtır, dilediğine/dileyene de kılavuzluk eder. Onun için canın onlara karşı hasretlerle/ üzüntülerle sıkılıp gitmesin. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilir.
Hasan Basri Çantay
8. Ya kötü amel (ve Hareket) i kendisine süslü gösterilib de onu hoş gören adam mı (Allahın hidâyet etdiği kimseler gibi tanılacak)? Şübhe yok ki Allah kimi dilerse şaşırtır, kimi de dilerse doğru yola sevk eder. O halde (habibîm) nefsin onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle tükenib) gitmesin. Çünkü Allah onların neler yapmakda olduklarını çok iyi bilendir.
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
8. Hiç kötü işi kendisine süslü gösterilip de onu hoş gören kimse (iyi/sevaplı iş yapan, kötülüğü sevmeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini (amelinin gereği olarak) sapıklık içinde bırakır, dilediğini de doğru yola iletir. O halde, onlar(ın sapıklığın)a karşı üzülüp de kendini mahvetme! Çünkü Allah, onların yaptıkları şeyleri hakkıyla bilendir.
Hayrat Vakfı Meali
8. Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, (kötülüğü hiç istemeyen kimse gibi) midir? Artık şübhe yok ki Allah, dilediğini (küfründeki inadı sebebiyle)dalâlete atar, dilediğini de (hikmetine binâen, kendi lütfundan) hidâyete erdirir. Öyle ise (îmân etmiyorlar diye) nefsin onlara hasretlerle (üzüntüyle tükenip) gitmesin! Muhakkak ki Allah,(onlar) ne yapıyorlarsa hakkıyla bilendir.
Hüseyin Atay
8. Kötü işi kendisine güzel gösterilip de, onu güzel gören kimdir? Doğrusu Allah dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola eriştirir. Artık, onlara üzülerek kendini yıpratma, doğrusu Allah onların ne yaptıklarını bilir.
İhsan Eliaçık
8. Kötülük yapıp da yaptığı kendisine güzel gösterilen? Allah müstahak gördüğünü şaşırtır lâyık gördüğünü de doğru yolda yürütür. O halde onlar için kendini harap etmeye değmez. Allah onların bütün yaptıklarını biliyor
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
8. Hiç o (kötülükten sakınıp iman ve amel-i salihi tercih eden) kişi (o kimseyle eşit) mi(dir) ki, (şirk gibi) kötü amel(ler)i (şeytan tarafından can çekici bir hâle getirilerek) ona süslü gösterilmiştir de, bu nedenle o onu güzel bir şey olarak görmüştür. (Şey tanın süslemesiyle bir kişinin çirkini güzel görmesi uzak görülemez.) Çünkü şüphesiz Allâh (yanlış yolu seçtiğini bildiği için, saptırmayı) dilediği kimseyi dalâlete düşürür, (hidâyeti seçtiğini bildiği için doğru yola iletmeyi) dilediği kimseyi de hidâyete erdirir. Öyleyse senin (değerli) nefsin onlar(ın inanmamaların)a karşı birtakım üzüntülere (kapılıp) gitmesin! Muhakkak ki Allâh onların sanat hâline getirerek yapmakta oldukları şeyleri (hakkıyla bilip karşılığını verecek olan bir) Alîm’dir.
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
8. Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helak etme! Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
Mehmet Okuyan
8. İşinin kötülüğü kendisine süslü gösterilip onu güzel gören kişi (diğerleri gibi olur mu)! Şüphesiz ki Allah dileyeni (layık gördüğünü) saptırır (sapkınlığını onaylar), dileyeni (layık gördüğünü) de doğru yola ulaştırır. Onlar için üzülerek kendini perişan etme! Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını bilendir.
Mustafa İslamoğlu
8. Ne yani, şimdi süslü püslü kötülüklerin albenisine kapılıp bir de onları güzellik gibi gören(in sonu, yukarıdaki) kimsenin sonuyla aynı olur mu? Hiç şüphe yok ki Allah tercih edeni/tercih ettiğini saptırır, tercih edeni/tercih ettiğini de doğru yola yöneltir: Şu halde onların (imana ermesi) için duyduğun özlem seni yıpratmasın; çünkü Allah onların neler yapmakta olduklarını çok iyi biliyor. *
Mustafa Öztürk
8. [Ey Peygamber!] İşlediği günahlar kendisine cazip gözüken ve dolayısıyla günahkarlığı fazilet gibi gören kimseye ne demeli?! [Böyle biri doğru yola gelir mi?!] Allah dilediğini/müstahak gördüğünü dalalet içinde bırakır; dilediğini/layık gördüğünü hidayete/doğru yola ulaştırır. Öyleyse, kafirlikte direnmelerinden dolayı o müşrikler için üzülüp de kendini heder etme. Şüphesiz Allah onların yaptıkları şeyleri, [sana kurdukları tuzakları] çok iyi biliyor.
Ömer Nasuh Bilmen
8. Ya o kimse ki, ona kötü ameli süslü gösterilmiş de onu güzel görmüştür. (O hiç ehl-i salâh gibi olabilir mi?) Muhakkak ki, Allah dilediğini şaşırtır ve dilediğini doğru yola iletir. Artık nefsin onların üzerine teessüflerle geçip gitmesin. Şüphe yok ki, Allah (onların) neler işlediklerini tamamıyla bilendir.
Sadık Türkmen
8. Kötü ameli kendisine süslü görünen ötekiler gibi olur mu? O, yaptığı kötülüğü iyi sanıyor. Muhakkak ki Allah; (sapıklığı) dileyen/tercih eden kimseyi sapıklıkta bırakır ve (hidayeti) tercih eden/dileyen kimseyi de doğruya iletir. Öyleyse, onlar hakkında üzüntüye kapılma! Gerçekten Allah onların yapıyor olduklarını en iyi bilendir.
Süleyman Ateş
8. Kötü işi, kendisine süslendirilip de onu güzel gören kimse (vehmine aldanmayarak kötü amelini güzel görmeyen, aklıyle gerçeği gören kimse gibi olur) mu? Allâh dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini yola iletir. Bundan dolayı canın, onlar için hasretlere (üzüntülere) gitmesin, Allâh onların ne yaptıklarını biliyor.
Süleymaniye Vakfı
8. Yaptığı işin kötülüğü kendine süslü gösterilen, kendisi de onu güzel gören kişi mi (bağışlanıp ödüllendirilecek])? Allah, (sapkınlığı) tercih edeni sapkın sayar, (doğru yolu) tercih edeni] de yoluna kabul eder. Onlara çok üzülerek kendini helak etme[! Onların ne yapıp ettiklerini Allah bilir.
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
8. O halde, işlediği kötü, çirkin fiillerin cazibesine kapılıp (sonunda) onları güzel gören biri (Şeytan'ın adamlarından başkası) olur mu? Şüphesiz Allah azgınlıkta direnenleri delalette kalmalarında serbest bırakır, koymuş olduğu kanunlara uyanları da doğru yola yöneltirir. Artık onlara üzülerek kendini harab etme; Allah onların yaptıklarını şüphesiz bilir.
Yaşar Nuri Öztürk
8. Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini/ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir.