Ayetler

İbrahim 11. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

İBRAHİM SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

9. Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah’tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, “Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz” dediler.

10. Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? (Hâlbuki) O, günahlarınızı bağışlamak ve sizi belli bir zamana kadar ertelemek için sizi (imana) çağırıyor. Onlar, “Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin” dediler.

11. Peygamberleri, onlara dedi ki: “Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah, kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça, bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”

Klasik Müşrik Tavrı

Bu ayetlerde sürpriz olmayan hatta çok tanıdık olan kafirlerin, müşriklerin tavırlarını görüyoruz. Ne zaman bir topluma peygamber gönderilmişse "siz de bizim gibi insansınız, bize bir delil gösterin" gibi söylemlerde bulunmuşlar. Peygamberimiz (a.s) için de "hazinesi olsa ya, bir bahçesi olsun orada her türlü şey olsun, göğe çıksın" gibi çok şey söylediklerini ayetlerden görüyoruz. Bu tavır karşısında bütün peygamberler aynı şeyi söylemiş; "Ben de sizin gibi bir insanım. Allah vermeden nereden bir delil bulayım da getireyim." Müşriklerin, kafirlerin istediği o delili Allah gerekli gördüğü zaman gerekli gördüğü kimselere gösterir.

Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء fiilinin kökü, “var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Buna göre ayetin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

İBRAHİM SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

9. Sizden öncekilerden Nuh halkının, Ad ve Semud’un ve onlardan sonrakilerin haberi size gelmedi mi?[*] Onların halini Allah’tan başkası bilmez. Elçileri onlara açık belgelerle gelmişlerdi ama onlar, elçilerin sözlerini ağızlarına tıkayarak şöyle demişlerdi: “Sizinle gönderilen mesajı tanımıyoruz. Davet ettiğiniz şeyden dolayı gerçekten bizi ikilemde bırakan bir şüphe içindeyiz.”

10. Elçileri şöyle dediler: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi olur! Günahlarınızı bağışlamak ve belli bir süreye[*] kadar yaşatmak için sizi davet ediyor.” Onlar ise “Siz de tıpkı bizim gibi bir beşersiniz. Atalarımızın kulluk ettiği şeylerden bizi uzaklaştırmak istiyorsunuz, o halde bize boyun eğdirecek açık bir delil /mucize getirin!” demişlerdi.

11. Elçileri onlara dedi ki “Doğru, biz de tıpkı sizin gibi bir beşeriz. Ama Allah, gerek gördüğü kullarına iyilikte bulunur. Allah’ın izni olmadan size boyun eğdirecek bir delil / mucize getirmek bizim elimizde değildir. Müminler, yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    11. Elçileri (peygamberleri) onlara demişlerdi ki: “Evet, biz de ancak sizin gibi bir insanız; ancak Allah kime dilerse ona (peygamberliği) lütfeder; Allah’ın izni olmadan bizim size, (sizin istediğiniz türden) büyük bir delil getirmemiz ise, elimimizden gelmez. Artık mü’minler de, yalnız Allah’a tevekkül etmelidir (dayanıp güvenmelidir. Biz de, sizin düşmanca tavrınıza karşı Allah’a tevekkül edeceğiz).”

  2. Bayraktar Bayraklı

    11. “Evet, biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah, nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah`ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah`a dayansınlar.”

  3. Diyanet İşleri

    11. Peygamberleri, onlara dedi ki: “Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah, kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah’ın izni olmadıkça, bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”

  4. Diyanet Vakfı

    11. Peygamberleri onlara dediler ki: «(Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. Müminler ancak Allah’a dayansınlar.»

  5. Edip Yüksel

    11. Elçileri ise kendilerine şöyle dediler: "Biz, elbette sizin gibi birer insanız. Ancak, ALLAH, kullarından dilediğini seçerek ona lütufta bulunur. ALLAH’ın izni olmadan size bir yetki belgesi getirmemiz olanaksızdır. Gerçeği onaylayanlar ALLAH’a güvenmeli."

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    11. Peygamberleri onlara dediler ki: «(Evet) biz ancak sizin gibi bir insanız, ama Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder. Ve Allah’ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. Müminler ancak Allah’a dayansınlar.

  7. Hakkı Yılmaz

    11-12. Elçileri onlara dediler ki: “Biz, ancak sizin gibi bir beşeriz. Velâkin Allah, kullarından dilediğini nimetlendirir. Ve Allah’ın izni/ bilgisi olmadıkça bizim için size bir delil getirmemiz olacak şey değildir. Onun için de inananlar sadece Allah’a işin sonucunu havale etsinler. Ve bize yollarımızı göstermişken, neden biz Allah’a sonucu bırakmayalım! Ve elbette biz, bize yaptığınız eziyetlere sabredeceğiz. Sonucu bırakanlar da yalnız Allah’a sonucu bıraksınlar.”

  8. Hasan Basri Çantay

    11. Peygamberleri onlara: «Biz de, demişdi, sizin gibi insandan başka (bir şey) değiliz. Fakat Allah, ni’metini kullarından kimi dilerse ona ihsan eder. Allahın izni olmaksızın bizim size (kaahir) bir hüccet getirmemize imkân yokdur. Mü’minler ancak Allaha güvenib dayanmalıdır».

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    11. Resulleri de onlara dediler ki: “(Evet) biz de sizin gibi sadece birer insanız. Fakat Allah, kullarından dilediğine nimetini lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim, size (istediğiniz gibi, kesin) bir delil (ve mucize) getirmemize imkân yoktur. İnananlar artık ancak Allah’a güvenip dayansın(lar).”

  10. Hayrat Vakfı Meali

    11. Peygamberleri onlara dediler ki: `(Evet) biz de ancak sizin gibi bir insanız; fakat Allah, kullarından dilediğine lütufta bulunur. Hâlbuki Allah`ın izni olmadıkça, size bir mu`cize getirmemiz, bizim için mümkün değildir. O hâlde mü`minler, ancak Allah`a tevekkül etsin!`

  11. Hüseyin Atay

    11. Elçileri “Biz ancak sizin gibi insanız, ama Allah kullarından dilediğine iyilikte bulunur. Allah’ın bilgisi olmadan biz size kesin bir belge getiremeyiz. İnananlar Allah’a güvensin.

  12. İhsan Eliaçık

    11. Elçileri onlara: "Doğrusu, biz de ancak sizin gibi birer beşeriz, fakat Allah kullarından lâyık gördüğüne nimetler yağdırır. Allah'ın izni olmadıkça size mucize getirmek bizim haddimiz değildir. Mü'minler Allah'a dayanıp güvenmelidir

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    11. Rasûlleri onlara demişti ki: “(Evet! Öyledir!) Biz ancak sizin gibi bir beşeriz! Lâkin Allâh kullarından dilediği kimselere (peygamberlik vererek) lütufta bulunur. Allâh’ın izniyle olmadıkça, size (kendiliğimizden) güçlü bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değildir. (Düşmanlara karşı direnme hususunda) inananlar ancak Allâh’a (güvenip) tevekkül etsin!

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    11. . Peygamberleri onlara dedi ki: "Biz ancak sizin gibi birer insanız. Fakat Allah kullarından dilediğine (peygamberlik) nimetini bahşeder. Allah'ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemiz haddimize değil. Mü'minler ancak Allah'a tevekkül etsinler."

  15. Mehmet Okuyan

    11. Elçileri ise onlara şöyle demişti: “(Evet) biz de ancak sizin gibi bir insanız. Fakat Allah ( vahyi) kullarından dilediğine (layık olana) lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim size herhangi bir delil getirmemiz mümkün değildir. Müminler yalnızca Allah’a güvensinler!

  16. Mustafa İslamoğlu

    11. Rasulleri onlara şöyle cevap verdi: “Evet, biz de yalnızca sizin gibi ölümlü birer insanız, ama Allah kullarından tercih ettiği kimseyi (vahiyle) nimetlendirir; üstelik Allah’ın izni olmaksızın, yaptırım gücü olan ilâhî bir kudret delîlini size sunmak da, bizim üstümüze vazife değildir.[1996] Ne ki yürekten inananlar yalnızca Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.

  17. Mustafa Öztürk

    11. Peygamberleri de onlara şöyle dedi: "Evet, söylediğiniz gibi biz de sizin gibi [yiyip içen, yaşayıp ölen] insanlarız. Ama şunu bilin ki Allah, peygamberliği kullarından dilediğine lütfeder. Öte yandan, biz peygamber de olsak Allah'ın izni olmadan size herhangi bir mucize göstermemiz mümkün değildir. Müminler yalnız Allah'a güvenmelidirler.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    11. Peygamberleri onlara dedi ki: «Biz sizin gibi bir beşer olmaktan başka değiliz. Velâkin Allah Teâlâ kullarından dilediği kimseye ihsan eder ve Allah Teâlâ’nın izni olmadıkça bizim size bir hüccet getirmeğe kudretimiz yoktur ve mü’minler artık Allah Teâlâ’ya tevekkül etsinler.»

  19. Sadık Türkmen

    11. "evet, biz de sizin gibi yalnızca ölümlü birer insanız. Ancak, Allah kullarından dilediği kişiye (risâlet) lütfeder. Allah’ın izni olmaksızın, (risâletten) size bir delil getirmemiz mümkün değildir. İnananlar Allah’a güvensinler.

  20. Süleyman Ateş

    11. Elçileri onlara dediler ki: "Evet biz de sizin gibi insandan başka bir şey değiliz. Fakat Allâh, kullarından dilediğine lutfeder. Allâh’ın izni olmadan biz size delil getiremeyiz. İnananlar, Allah’a dayansınlar."

  21. Süleymaniye Vakfı

    11. Elçileri onlara dedi ki “Doğru, biz de tıpkı sizin gibi bir beşeriz. Ama Allah, gerek gördüğü kullarına iyilikte bulunur. Allah’ın izni olmadan size boyun eğdirecek bir delil / mucize getirmek bizim elimizde değildir. Müminler, yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    11. Peygamberleri onlara dedi ki: “(Evet) biz de sizin gibi sadece birer insanız. Fakat Allah (peygamberlik) nimetini kullarından uygun gördüğüne lütfeder. Allah'ın izni (kudreti) olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur. İnananlar ancak Allah'a güvenirler.”

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    11. Resulleri onlara dediler ki: "Biz de sadece sizin gibi birer insanız, fakat Allah, kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah’ın izni olmadan bizim size bir kanıt getirmemiz haddimize değil. İnananlar yalnız Allah’a dayanıp güvensinler."