Diyanet İşleri Meali
İSRA SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
86. Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.
87. Ancak Rabbin’den bir rahmet olarak böyle yapmadık. Çünkü O’nun sana olan lütfu büyüktür.
Allah'ın birine peygamberlik, toplum liderliği vs vermesi veya belirlediği toplumlara Kitap göndermesi ve buna benzer şeyler kendi kararları ve tercihleridir. Kimse peygamber olmak için çalışamaz daha doğrusu peygamber olmak için gösterilen gayret boştur. Peki Allah seçtiği peygambere verdiği Kitabı geri alır mı? Bu da Allah'ın vereceği karardır. Kur'an'ı geri almadığına göre bunu tercih etmemiş, istememiş demektir. Zaten 87. ayette neden Kur'an'ı geri almadığı yazıyor. Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Ayetin doğru tercümesi şöyle
Süleymaniye Vakfı Meali
İSRA SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
86. İsteseydik sana vahyettiğimizi geri alırdık da bize karşı seni koruyacak bir vekil bulamazdın.
87. Geri alınmaması sadece Rabbinin ikramıdır. O’nun sana lütfu büyüktür.
شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili
شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili
Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.
Ali Akın
86. Ant olsun ki, eğer Biz diliyecek olsak, sana vahyettiklerimizi (Kur’an’ı) de hiç şüphesiz ortadan (gönüllerden) tamamen kaldırırız; sonra sen onu geri getirmek için Bize karşı bir vekil (yardımcı, koruyucu) de bulamazsın.
Bayraktar Bayraklı
86. Andolsun, dilesek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.
Diyanet İşleri
86. Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.
Diyanet Vakfı
86. Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.
Edip Yüksel
86. Dilesek sana vahyettiğimizi geri alırız ve bize karşı herhangi bir koruyucu da bulamazsın.
Elmalılı Hamdi Yazır
86. Yemin olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bize karşı kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsın.
Hakkı Yılmaz
86. Ve andolsun ki dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra Bize karşı, kendine varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan birini bulamazsın.
Hasan Basri Çantay
86. Andolsun sana vahy etdiğimizi de, dilersek, muhakkak gideriveririz. Sonra bize karşı onu (geri getirmek için) kendine bir vekîl de bulamazsın.
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
86. Andolsun ki biz dilersek, sana vahyettiğimizi giderir (senin hâfızandan siler)iz. Sonra bize karşı, bu hususta kendine bir vekil (yardımcı) da bulamazsın.
Hayrat Vakfı Meali
86. Celâlim Hakkı için, eğer dilersek sana vahyettiğimizi (Kur`ân`ı) tamâmen ortadan kaldırırız; sonra onun (geri getirilmesi) için bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın.
Hüseyin Atay
86. Ve andolsun, dileseydik, sana vahyettiğimizi alıp götürürdük. Sonra, Bize karşı duracak bir koruyucu da bulamazdın.
İhsan Eliaçık
86. Eğer istesek vahyettiğimizi keser, hepsini sileriz. Bize karşı kendine bir dayanak da bulamazsın.
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
86. Andolsun ki; Biz dileseydik gerçekten sana vahyetmiş olduğumuz o (çok değerli) şeyi elbette (mushaflardan da, zihinlerden de tümüyle) giderirdik. Sonra da sen onun (geri alınması) hakkında kendin için Bize karşı (mücâdele verecek ve Bizi mecbur bırakabilecek) bir vekil de bulamazdın!
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
86. Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.
Mehmet Okuyan
86. Dilersek sana vahyettiğimizi gideririz; sonra bize karşı kendin için hiçbir vekil (güven kaynağı) da bulamazsın.
Mustafa İslamoğlu
86. Ve eğer istersek, kesinlikle sana vahyettiklerimizin tamamını gideririz. Ardından da Bize karşı seni savunacak bir koruyucu otorite bulamazsın.
Mustafa Öztürk
86. Biz dileseydik sana vahyettiklerimizi de ortadan kaldırır, unuttururduk. İşte o zaman sen, unuttuğun vahyi tekrar hatırlamanı sağlayacak ve bu işi bize rağ men başaracak kimse de bulamazdın.
Ömer Nasuh Bilmen
86. Zât-ı akdesime andolsun ki, eğer dilesek, sana vahyetmiş olduğumuzu elbette gideririz, sonra senin için Bize karşı onunla (o giderileni iade için) bir vekil bulamazsın.
Sadık Türkmen
86. Eğer dilersek; elbette ki, sana vahyettiğimizi (hafızandan) gideririz sonra onun geri gelmesi için, Bize karşı kendine bir vekil de bulamazsın.
Süleyman Ateş
86. Andolsun, biz dilesek, sana vahyettiğimiz(âyetler)i tamamen gideririz; sonra onun (geri alınması) için bize karşı sana bir yardımcı bulamazsın.
Süleymaniye Vakfı
86. İsteseydik sana vahyettiğimizi geri alırdık da bize karşı seni koruyacak bir vekil bulamazdın.
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
86. Yemin olsun ki, sünnetimizin, düzenimizin yasalarına uygun olsaydı sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırdık. Sonra sende bize karşı, bu konuda kendini savunacak bir koruyucu bulamazdın.
Yaşar Nuri Öztürk
86. Yemin olsun, biz dilesek sana vahyetmiş olduğumuzu tamamen gideriveririz, sonra onu elde etmek için bizim katımızda kendine bir vekil de bulamazsın.