Alttaki ayetin öncesinde ve sonrasın Ashabı Kehf; Kehf mağarasına sığınan gençleri anlatıyor. Bu ayeti almam Allah'ın insanları şaşırttığını yazmalarından dolayı.
Diyanet İşleri Meali
KEHF SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
17. (Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
Allah birilerini saptıracak olsaydı peygamber, kitap göndermezdi. Allah Nisa 26'da herkesi doğru yola iletmek istediğini söylüyor. Allah, her şeyi size açık açık göstermeyi, sizi sizden öncekilerin de gittiği doğru yollara yönlendirmeyi ve tevbenizi kabul etmeyi irade eder. Allah bilir, doğru kararlar verir. Allah bizi doğru yola yönlendirmek istiyorsa o zaman üstteki gibi mealler olamaz; Allah kimseyi sapıtmaz. İnsanlar kendi iradeleriyle, tercihleriyle sapık sayılırlar. Kendilerine göre doğru yolda olabilirler ama Allah katında yaptıkları tercih sapık sayılmalarına sebep olur. İnsanlar hangi yoldan giderse, neyi tercih ederlerse Allah onu yaratır. Buna göre insanlar kendi tercihlerinden dolayı ya mümin olur ya da kafir olur. Ayetin en doğru ifadesi şöyle;
Süleymaniye Vakfı Meali
KEHF SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
17. (Orada olsaydın) Güneş doğunca mağaralarının sağ tarafından kayıp gittiğini, battığı sırada da onları soldan yalayıp geçtiğini görürdün. Onlar ise mağaranın geniş bir yerindeydiler. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah’ın, doğru yolda olduğunu onayladığı kişi hidayete ermiş olur. Yoldan saptığını onayladığı kişiler için de yol gösterecek bir dost bulamazsın.
شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili
شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili
Dikkat : Bazı meallerde Allah’ın hidayet ettiği, doğru yolu gösterdiği kişi doğru yola ulaşmıştır yazıyor. Bu ifade doğru görünüyor ama eksik çünkü Allah'ın hidayet ettiği kişi hidayeti kabul etmemiş, görmezden gelmiş olabilir. Hidayete ermek Allah'ın onayına bağlıdır. Kim Allah'ın hidayetini kabul eder, doğru yola girerse, Allah onların doğru yolda olduğunu onaylar, insan ondan sonra hidayete ermiş olur. O yüzden Allah’ın hidayet ettiği kişi doğru yola ulaşmıştır mealleri tam doğru değildir.
Ali Akın
17. Bir de, görürsün ki, (mağaranın ağzı güneye baktığı için) güneş doğunca, mağaralarının sağ tarafına eğik olarak vuruyor; batarken de mağarının sol tarafından (sol tarafını yalayarak) onları terk ediyordu. Onlar ise, mağaranın genişçe olan ortasında idiler. (Böylece güneşten etkilenmiyorlardı ve mağaranın içi, güney esintileriyle serin kalıyordu.) İşte bu, Allah’ın âyetlerindendir. Allah kimi (aklını ve hür iradesini doğru kullandığı için) hidâyet edecek olursa, işte o, gerçek hidâyete erenin ta kendisidir; kimi de (aklını ve iradesini doğru kullanmadığı için) sapkınlıkta bırakacak olursa, artık sen, ona doğru yolu gösterecek bir veli ( yardımcı dost) asla bulamayacaksın.
Bayraktar Bayraklı
17. Ve yıllarca güneşin doğarken, onların mağarasını sağ taraftan yalayıp geçtiğini, batarken de onlara dokunmadan sol yandan geçip gittiğini ve onların mağaranın genişce bir bölümünde bulunduğunu görürdün, Allah`ın ayetlerinden biriydi bu. Allah kime yol gösterirse, doğru yolu bulan odur, kimi de saptırırsa, artık ona kesin olarak doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
Diyanet İşleri
17. (Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah, kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
Diyanet Vakfı
17. (Resûlüm! Orada bulunsaydın) güneşi görürdün: Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder; batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. (Böylece) onlar (güneş ışığından rahatsız olmaksızın) mağaranın bir köşesinde (uyurlardı). İşte bu, Allah’ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın.
Edip Yüksel
17. Tan ağardığında, onlar mağara boşluğunda iken, mağaralarının üzerinden Güneşin sağa doğru hareket ettiğini, battığı zaman da onları yalayıp sola doğru kaydığını görürdün. Bu, ALLAH’ın işaretlerindendir. ALLAH kime yol gösterirse o kişi doğruyu bulmuştur; kimi de saptırırsa onun için aydınlatıcı bir dost bulamazsın.
Elmalılı Hamdi Yazır
17. Ey Muhammed! Baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu Allah’ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
Hakkı Yılmaz
17. Ve sen, vahy doğrultusunda araştırma yapıldığında hayırlı bir sonuç alındığını; aksi durumda anlamsız bir iş yapıldığını göreceksin. Kendileri de ondan geniş bir boşluktadırlar. Bu, Allah’ın alâmetlerinden/göstergelerindendir. Allah kime kılavuzluk ettiyse artık o, kılavuzlanan doğru yolu bulmuştur. Allah kimi şaşırttıysa da, artık sen ona yol gösteren bir Yakın Kimseyi asla bulamazsın.
Hasan Basri Çantay
17. (Onlara baksaydın) görürdün ki güneş doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafına yönelir, batdığı vakit da onların sol yanını kesib giderdi. Kendileri ise oranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allahın âyetlerindendir. Allah kime hidâyet ederse o, doğru yola erdirilmiş, kimi de şaşırırsa artık onun için hiç bir zaman irşâd edici bir yâr bulamazsın.
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
17. (Onlar uyurken baksaydın) güneşi görürdün ki; doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafına meyleder, battığı zaman da sol yanından onları kesip geçerdi (onlara değmezdi). Halbuki onlar, o (mağara)nın açık (ve geniş) bir yerindeydiler. Bu, Allah’ın (ibret alınacak) âyetlerinden (delillerinden)dir. Allah kimi doğru yola iletirse, o artık doğru yolu bulmuştur. Kimi de (kendi amelinden dolayı) sapıklıkta bırakırsa, artık onun için asla yol gösteren bir dost bulamazsın.
Hayrat Vakfı Meali
17. (Habîbim, yâ Muhammed!) Hem (sen onlara bir baksaydın) güneşi görürdün ki, doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafına meylediyor, battığı zaman ise onların sol tarafını kesiyordu (böylece ışığı onları rahatsız etmiyordu) ve onlar oranın genişçe bir yerinde idiler. (Onların) bu (hâlleri), Allah`ın delillerindendir. Allah, kime (hikmetine binâen fazlından) hidâyet (nasîb) ederse, işte hidâyete eren odur. Kimi de (kendi küfrü sebebiyle)dalâlete atarsa, artık onun için aslâ bir yardımcı ve (hak yolu gösteren) bir mürşid bulamazsın.
Hüseyin Atay
17. Ve onlar mağaranın ortasında iken, güneş doğduğunda onların mağarasının sağından yanlanarak geçtiğini ve battığı zaman da sol taraftan onlardan saptığını görürdün. Bu, Allah'ın belgelerindendir. Allah kimi doğru yola koymuşsa, o, doğru yoldadır. Kimi de şaşırtmış ise, ona yol gösterecek bir dost bulamazsın.
İhsan Eliaçık
17. Güneşin o mağaranın üzerinden sağdan sola, soldan sağa doğup battığını görürdün...9 İşte bu Allah'ın ayetlerindendir. Allah kimi desteklerse böyle doğru yolda yürütür, kimi de desteksiz bırakırsa artık ona doğru yolu gösterecek bir yardımcı bulamazsın.
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
17. (Habîbim! Derken onlar mağaraya sığındılar ve ibadete yöneldiler. Tam bu sırada Biz onlara ağır bir uyku verdik. Sen orada bulunsaydın o mağara üzerine doğan) güneşi görürdün ki, doğduğunda mağaralarından sağa doğru meyledi(yor da, ışınlarıyla kendilerini rahatsız etmi)yordu, battığında da (yine onlara isâbet etmeyerek) sola doğru onları kesip geçiyordu. Onlarsa onun geniş bir yerindeydiler (ki, böylece hava kendilerine rahatça ulaşabiliyordu, ne mağaranın sıkıcı havası, ne de güneşin harâreti kendilerine bir eziyet vermiyordu). İşte bu(nlar), Allâh’ın âyetlerindendir! (Ashâb-ı Kehf’i hidâyet ettiği gibi,) Allâh kimi hidâyete eriştirirse, işte hidâyet bulan ancak odur! Kimi de saptırırsa, artık sen onun için asla (kendisini) irşâd edi(p de doğru yolu gösteri)ci hiçbir dost bulamazsın!
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
17. (Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
Mehmet Okuyan
17. (Orada bulunsaydın) onlar onun (mağaranın) geniş bir yerindeyken güneşi doğduğunda mağaranın sağına yönelirken, batarken de sol taraftan (onlara vurmadan) geçerken görürdün. İşte bu, Allah’ın delillerindendir. Allah kime hidayet ederse işte o, doğru yola ulaştırılmıştır. Kimi de saptırırsa (sapkınlığını onaylarsa) artık ona yol gösterecek herhangi bir dost asla bulamazsın.
Mustafa İslamoğlu
17. Ve onlar o mekânın geniş bir bölümünde bulunuyorlarken, sen, güneş doğarken onların mağarasını sağ tarafından teğet geçip gittiğini, batarken de sol tarafından teğet geçip gittiğini gözünde canlandırabilirsin: Allah’ın âyetlerinden biriydi bu. Allah kimi doğru yola yöneltirse, işte odur doğru yolu bulan; ama kimi de sapıklığa terk ederse, artık onun için ne bir velî, ne bir mürşit bulabilirsin.
Mustafa Öztürk
17. [Ey Peygamber!] Şayet sen orada bulunsaydın şu manzaraya şahit olurdun: Güneş doğup yükselirken mağaranın içine değil sağ tarafına vurup geçiyor, batarken de yine onların üzerine doğrudan vurmaksızın sol taraftan yalayıp geçiyor. Onlar ise mağaranın dip tarafındaki geniş alanda uyuyorlar. İşte bu Allah'ın sınırsız kudretinin göstergelerinden biridir. Allah kime hidayet ederse o doğru yola erişmiştir. Kimi de dalalette bırakırsa ona yardım edip yol gösterecek kimse bulamazsın.
Ömer Nasuh Bilmen
17. Ve güneşi görürsün ki, doğduğu zaman onların mağaralarının sağ tarafına meyleder ve gurub ettiği vakit de onların sol taraflarına dönüverir ve onlar ondan bir geniş orta yerdedirler. Bu, Allah’ın âyetlerindendir. Allah kime hidâyet ederse o hidâyet bulmuş olur ve kimi de idlâl ederse artık onun için bir irşat edici yardımcı bulamazsın.
Sadık Türkmen
17. Ve güneşi bir görseydin, doğduğu zaman mağaralarından sağa doğru eğiliyor, battığı zaman da sola doğru dokunarak giderdi. Ve onlar mağaranın genişçe bir odası içinde idiler. İşte bu Allah’ın ayetlerinden/işâretlerinden biriydi! Allah; doğruyu dileyenleri/isteyenleri doğru yola ilettiğinde, işte o kimse doğru yolu bulmuştur. Sapıklığı isteyenleri de sapıklıkta bıraktığında, kesinlikle ona doğru yolu gösteren bir dost bulamazsın.
Süleyman Ateş
17. Güneşi görürsün, doğduğu zaman mağaralarından sağa doğru eğiliyor, battığı zaman da sola doğru onları makaslayıp geçiyor (hiçbir halde onların üzerine düşüp kendilerini rahatsız etmiyor) ve onlar, mağaranın geniş bir dehlizi içindedirler. Bu (durum), Allâh’ın âyetlerindendir. Allâh kimi doğru yola iletirse o, yolu bulmuştur; kimi de sapıklıkta bırakırsa, artık onun için yol gösteren bir dost bulamazsın.
Süleymaniye Vakfı
17. (Orada olsaydın) Güneş doğunca mağaralarının sağ tarafından kayıp gittiğini, battığı sırada da onları soldan yalayıp geçtiğini görürdün. Onlar ise mağaranın geniş bir yerindeydiler. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah’ın, doğru yolda olduğunu onayladığı kişi hidayete ermiş olur. Yoldan saptığını onayladığı kişiler için de yol gösterecek bir dost bulamazsın.
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
17. (Onlara baktığında) Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser geçerdi ve onlarda onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime doğru yolda kabul etmişse, işte doğru yolda bulan odur, kimi (yaptığı inadından dolayı) sapık sayarsa (kendisi istemeden) onun için asla doğru yolu gösterici bir veli bulamazsın.
Yaşar Nuri Öztürk
17. Güneş’i görüyorsun: Doğduğu vakit mağaralarından sağ tarafa kayar, battığı vakit ise onları sol tarafa doğru makaslayıp geçer. Böylece onlar mağaranın geniş boşluğu içindedirler. Bu, Allah’ın mucizelerindendir. Allah’ın kılavuzluk ettiği, doğruyu bulmuştur. Şaşırttığına gelince, sen ona yol gösteren bir velî asla bulamazsın.