Ayetler

Kehf 29. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

KEHF SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

29. De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.

Allah İnsan suresinin ilk ayetlerinde insanları neden yarattığını anlatıyor; Biz insanı, çok karışımlı döllenmiş yumurtadan yarattık. Yıpratıcı bir imtihandan geçireceğiz; o nedenle onu dinleyen ve gören bir varlık haline getirdik. Ona doğru yolu gösterdik; ister görevini yapar, isterse o yolu görmezlikten gelir (kâfir olur). (76:İnsn 2-3) Beled suresinde ise Ona apaçık iki yol gösterdik diyor. Allah iman etme konusunda bizleri özgür bırakmış. İnsanlık tarihi boyunca peygamberler kitaplar göndermiş, iman ve küfür yolunu gösterip, bu iki yolun ahirette cennet-cehennemle nasıl bir karşılık bulacağını anlatmış ve tercihi bize bırakmış; İsteyen inansın, isteyen kafir olsun ama Kehf 29. ayetin devamında kafirliği seçenler için nasıl bir karşılık olacağını söylüyor. Bunlar kafirlikten caydırmak, iman yolunun seçilmesi için anlatımlardır.

KEHF SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

29.De ki: Bu gerçek /Kur’an Rabbinizdendir. Artık isteyen inansın, isteyen kâfirlik etsin. Kafir olma yanlışını yapanlar için alevleri kendilerini kuşatacak bir ateş hazırladık. (Susuzluktan) feryad ederlerse erimiş madene benzeyen ve yüzleri kavuran bir su ile imdatlarına yetişilir. Ne kötü içecektir o su; ne kötü bir dinlenme yeridir orası!

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    29. Yine, de ki: “Hak, yalnız Rabb’inizdendir.” (Yalnız Rabb’inizden gelendir; nefsani arzular değildir). O halde dileyen artık iman etsin; dileyen de artık inkâr etsin. Çünkü şüphesiz Biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun (ateşten olan) duvarları (çitleri, çadırları, dumanları) kendilerini çepeçevre kuşatacaktır. Onlar: “Su!” diye feryat ettikçe de, erimiş bakır tortusu gibi yüzleri haşlayan bir su kendilerine verilecek. O ne kötü bir içki ve ne kötü bir mekân!

  2. Bayraktar Bayraklı

    29. “Hak, Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin. Biz, zâlimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Susuzluktan imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!”

  3. Diyanet İşleri

    29. De ki: “Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.

  4. Diyanet Vakfı

    29. Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!

  5. Edip Yüksel

    29. De ki: "Bu gerçek senin Efendindendir." Dileyen onaylasın, dileyen inkâr etsin. Biz zalimler için onları çepeçevre saracak bir ateş hazırladık. Onlar her ne zaman feryad ederek yardım isteseler, derişik asit gibi yüzleri haşlayan bir su sunulur. Ne kötü bir içecek, ne kötü bir son!

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    29. Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!

  7. Hakkı Yılmaz

    29. Ve de ki: “O gerçek, Rabbinizdendir. O nedenle dileyen iman etsin, dileyen bilerek reddetsin / inanmasın.” Şüphesiz Biz, şirk koşarak yanlış, kendi zararlarına iş yapanlar için duvarları, çepeçevre onları içine almış bir ateş hazırladık. Ve eğer yağmur yağsın isterlerse, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su yağdırılır. O, ne kötü bir içecektir! Dayanma/ sığınma yeri olarak da ne kadar kötüdür!

  8. Hasan Basri Çantay

    29. De ki: «O (Kur’an) Rabbimizden (gelen bir) hakdır. Artık dileyen îman etsin, dileyen gâvur olsun. Hakıykat biz, zaalimlere öyle bir ateş hazırladık ki (etrafını saran) dıvar (lar) ı çepçevre kendilerini kuşatmış (kuşatacak) dır. Eğer onlar (susuzlukdan) feryâd ve istimdâd ederlerse (kaynamış ve) kalın bir mâyi’a benzeyen, yüzleri kavuran bir su ile imdâd olunacaklardır. O, ne fena içecekdir! (O ateş) ne kötü bir dayanakdır!

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    29. De ki: “Hak (olan bu Kur’an) Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen de küfre sapsın (kâfir olsun).” Şüphesiz biz (kâfir olan bu) zalimlere, duvarları kendilerini (çepeçevre) kuşatan bir ateş hazırladık. Şâyet onlar (susuzluktan feryat ederek) yardım isterlerse, (kendilerine) erimiş maden gibi yüzlerini kavuran bir su ile yardım edilir. O ne kötü bir içecektir ve (o ateş) ne fena dayan(ılıp oturul)acak yerdir!

  10. Hayrat Vakfı Meali

    29. Ve (onlara bir tehdîd olarak) de ki: `Hak Rabbinizdendir; artık dileyen böylece îmân etsin, dileyen de inkâr etsin!` Çünki biz, zâlimler için öyle bir ateş hazırlamışızdır ki,(çadırın etrâfındaki) duvarı (gibi alevden perdeler) onları çepeçevre kuşatmıştır. Ve (onlar)yardım isterlerse, erimiş ma`den gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü içecektir! Ve (o Cehennem) ne kötü bir kalma yeridir!

  11. Hüseyin Atay

    29. Ve de ki: "Gerçek Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin.” Doğrusu, haksızlık yapanlara duvarları çepeçevre onları içine alacak bir ateş hazırlamışızdır. Onlar yardım isterlerse, yüzlerini kavuran erimiş maden gibi bir su kendilerine verilir. Bu ne kötü bir içecek ve ne kötü bir konuttur!

  12. İhsan Eliaçık

    29. De ki: "Bu gerçek Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin." Çünkü Biz, zâlimler için öyle bir ateş hazırlamışızdır ki duvarları boylarını aşmıştır. Eğer yardım isterlerse, yüzlerine erimiş kurşun gibi bir su dökülür. O ne korkunç su ve orası ne korkunç bir yerdir!

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    29. (Habîbim! Zikirden gâfil olan bu kişilere) de ki: “O (bana vahyolunan Kur’ân ve İslâm’ın getirdiği) hak, Rabbinizden (gelmiş)dir. (Nefislerinizin arzuladıkları ise haktan uzaktır. Rabbiniz buyuruyor ki:) Artık dileyen inansın, isteyen de inkâr etsin! (Ben kimsenin imanına muhtaç olmadığım gibi, kimsenin inkârından da zarar görmem. Ama şunu bilin ki;) gerçekten Biz, o zâlimler için öyle büyük ve korkunç bir ateş hazırla mışızdır ki, onun duvarı/dumanı/ alevi/ kendilerini çepeçevre kuşatmıştır! Onlar (orada aşırı susuzluktan dolayı) yardım ta lep edecek olsalar, zeytin tortusu/eritilmiş maden/ gibi öyle (katı) bir suyla yardım olunacaklardır ki (aşırı harâretinden dolayı) yüzleri kavuracak (ve de rileri koparacak)tır! Bu ne kötü bir içecek olmuştur! O(rası) da ne fena bir yaslanma yeri/dinlenme ye ri/konaklama yeri/toplanma yeri/ olmuştur!

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    29. De ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin." Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.

  15. Mehmet Okuyan

    29. De ki: “Hak (gerçek), Rabbinizdendir.” Öyle ise dileyen iman etsin; dileyen inkâr etsin! Biz, zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki (ateşten) duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Yardım dileyecek olsalar, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile yardım edilir. Ne fena bir içecektir o ve ne kötü bir kalma yeridir orası!

  16. Mustafa İslamoğlu

    29. Ve de ki: “Mutlak hakikate (atıf olan bu mesaj) Rabbinizdendir: ] Artık isteyen iman etsin, isteyen inkâr etsin!” İşin gerçeği Biz, (nefislerine kıyan) o zalimler için kendilerini kat kat sarıp sarmalayacak bir ateş hazırladık; öyle ki, onlar susayıp da su istediklerinde, suratlarını kavuran yanık yağ tortusu gibi bir su sunulur: ne berbat bir içecektir o ve ne fena bir konaktır orası...

  17. Mustafa Öztürk

    29. [Ey Peygamber!] De ki: "İşte bu Kur'an, rabbiniz tarafından vahyedilıniş bir kelamdır. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. " Ama şu da bilinsin ki biz, müşrikler/kafirler için alevden duvarların kendilerini çepeçevre kuşatacağı bir ateş hazırladık. İşte o korkunç cehennem ateşinin içinde susuzluktan kavrulup, "Bir damla su!" diye feryat ettiklerinde, onlara erimiş madeni andıran, buharı yüzleri kavuran bir su verilecektir. Bu ne kötü bir içecek; cehennem ne korkunç bir yerdir!

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    29. Ve de ki: «Hak Rabbinizdendir. Artık kim dilerse imân etsin ve kim dilerse inkâr eylesin.» Şüphe yok ki, Biz zalimler için bir ateş hazırlamışızdır. Onun perdeleri kendilerini kuşatmıştır. Ve eğer istimdatta bulunacak olurlarsa katran gibi bir su ile imdat olunurlar ki, yüzleri kavurur. O ne fena içki, ne fena rahat edilecek bir yer!

  19. Sadık Türkmen

    29. De ki: "Bu gerçek Rabbinizdendir." Artık inanmak için gerekeni yapan inansın, kâfir olmak için gerekeni yapan da kâfir olsun. Şüphesiz Biz, yanlış yapan/zalimler için bir ateş hazırladık; çadırı/duvarları kendilerini kuşatan bir ateş! Eğer imdat/yardım dilerlerse; yüzleri haşlayan erimiş maden gibi bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içecek! Ve ne kötü bir dayanak!

  20. Süleyman Ateş

    29. De ki: "Bu gerçek, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Çünkü biz zâlimlere öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı onları kuşatmıştır. Eğer (susuzluktan) feryâd edip yardım isteseler erimiş mâden gibi yüzleri haşlayan bir su ile kendilerine yardım edilir! O ne kötü bir içecektir ve ne kötü bir dayanacak(koltuk)dur!

  21. Süleymaniye Vakfı

    29. De ki: Bu gerçek /Kur’an Rabbinizdendir. Artık isteyen inansın, isteyen kâfirlik etsin. Kafir olma yanlışını yapanlar için alevleri kendilerini kuşatacak bir ateş hazırladık. (Susuzluktan) feryad ederlerse erimiş madene benzeyen ve yüzleri kavuran bir su ile imdatlarına yetişilir. Ne kötü içecektir o su; ne kötü bir dinlenme yeridir orası!

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    29. Ve de ki: "Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Şüphesiz biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    29. Ve de ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin." Biz, zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki, çadırı/duvarı/dumanı onları çepeçevre kuşatmıştır. Eğer yardım dileseler, erimiş maden gibi yüzleri pişiren bir su ile yardımlarına koşulur. O ne kötü içecek, o ne kötü sığınak/dayanak!