Ayetler

Kıyame 13-19. Ayetlerdeki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

KIYAME SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

12. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

13. O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.

14-15. Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.

16. (Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

17. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

18. O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

19. Sonra onu açıklamak da bize aittir.

Bu ayetler iki türlü yorumlanıyor. Birincisi peygamberimizin (a.s) vahiy alması, ikincisi ise hesap günü Allah'ın huzuruna çıktığımızda bizim halimiz. Bu suredeki farklı yoruma neden olan 16. ayet. Orijinal metinde olmayan "Ey Muhammed" ve "vahiy" kelimelerini meale ekleyip ayeti peygamberimiz vahiy alıyormuş gibi tercüme ediyorlar. Buna göre 15. ayetten sonra konu değişiyor. Diğer grup ise şöyle düşünüyor; 12. ayette söylendiği gibi herkes tek tek Allah'ın huzuruna çıkarılacak ve herkesin hayatı boyunca yapıp ettiklerinin kaydedildiği defter/kitap önüne konacak. Defterleri önlerine konur. Günahkarların, defterde olanlardan korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki "Eyvah! Bu nasıl defter ki küçük-büyük bırakmadan hepsini sayıp dökmüş.“ Yaptıkları her şeyi karşılarında hazır bulurlar. Senin Rabbin kimseye yanlış yapmaz.” (Kehf 18/48-49) 13. ayete dikkat edersen insana yapıp ettikleri haber verilecek deniyor. Bu ayetleri hesap günü insanların halleri olduğunu düşünenler 15. ayette inanmayan veya günah işleyen insanların özür dilemeye çalışacağını, 16. ayette de "özür dilemeye çalışarak ağzını dilini yorma, yapıp ettiklerini biz anlatacağız sen de önüne konan kitaptan takip et" deneceği şeklinde yorumlanıyor. İki yorumu da izah etmeye çalıştım. Altta farklı meallerde nasıl yorumlanmış görebilirsin.

Süleymaniye Vakfı Meali

KIYAME SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

16. Sen onunla (indirilen ayetle) bir an önce hükmetmek için dilini (o ayetle) harekete geçirme.

17. Onu (benzer ayetlerle) birleştirmek ve bir kur’an /ayet kümesi haline getirmek bizim işimizdir.

18. Onu kur’an /ayet kümesi haline getirdiğimizde onun ayet kümesine uy.

19. Zaten onu (bir ayeti, benzer ayetlerle) açıklamak bizim işimizdir.

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

  1. Ali Akın

    16. Ey Muhammedi Kur’an’ı çarçabuk ezber edesin (kaçırmayasın) diye (vahiy bitmeden) dilini (onu okumak için) hareket ettirme.

    17. Şüphesiz Kur’an’ı (senin zihninde) toplamak ve dilinde okutmak Bize aittir.

    18. Bunun için Biz, onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et. (Biz, Cebrâil lisanıyla onun okunuşunu tamamlayınca, sen arkadan takip et.)

  2. Bayraktar Bayraklı

    16. Vahyi ezberlemek için dilini acele kıpırdatma!

    17. Şüphesiz onu kalbinde toplamak ve sana okutturmak yalnızca bize aittir.

    18. Biz onu okuttuğumuz zaman, onun okunuşunu takip et!

  3. Diyanet İşleri

    16. (Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

    17. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

    18. O hâlde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

  4. Diyanet Vakfı

    16. (Resûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

    17. Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.

    18. O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.

  5. Edip Yüksel

    16. Onu aceleye getirip dilini oynatma.

    17. Onu toplamak da okutmak da bize düşer.

    18. Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    16. Onu hemen okumak için dilini depretme.

    17. Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.

    18. O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.

  7. Hakkı Yılmaz

    16. Onu çabuklaştırman için dilini ona hareket ettirme!

    17. Kuşkusuz yaptıklarının-yapmadıklarının birleştirilmesi ve toplanması yalnızca Bizim üzerimizedir.

    18. O hâlde Biz yaptıklarını-yapmadıklarını topladığımız zaman sen onun toplanmasını izle!

  8. Hasan Basri Çantay

    16. Onu acele (kavrayıb ezber) etmen için (Cebrâîl vahyi iyice bitirmeden) dilini onunla depretme.

    17. Onu (göğsünde) toplamak, onu (dilinde akıtıb) okutmak şübhesiz bize âiddir.

    18. Öyleyse biz onu okuduğumuz vakit sen onun kıraatine uy.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    16. (Resûlüm! Vahiy geldiği zaman) onu alelacele almak için (bitmeden) dilini hareket ettirme!

    17. Şüphesiz ki onu (kalbinde) toplamak ve (sana) okutmak bize aittir.

    18. Onu (Cebrail vasıtasıyla sana) okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    16. Onu (Kur’an’ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma.

    17. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir.

    18. İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol!

  11. Hüseyin Atay

    16-18. Acele edip dilini kıpırdatma. Doğrusu, onu toplamak ve onu okumak Bize düşer. Biz onu okuduğumuzda, okunmasını izle.

  12. İhsan Eliaçık

    16-18. Öyleyse aceleye getirip yaptıklarına mazeret arayıp durma. Çünkü yaptıklarının bir bir anlatılması Bize aittir. Yaptıklarını bir bir anlattığımızda sen sadece dinle.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    16. (Ey Cibrîl’in getirdiği vahyi dinlerken, bir şey kaçırmayayım diye o bitirmeden acele kıraate başlayan Habîbim!) Onu acele alayım diye (vahyin tamamlan masını beklemeden) dilini onunla hareket ettirme!

    17. Şüphesiz onu (senin hâfızanda) toplamak da, onun okunması(nı dilinde sağlamak) da ancak Bize aittir!

    18. Artık Biz onu (Cibrîl vasıtasıyla sana) okuduğumuz zaman, sen hemen onun okuyuşunu iyice izle (ve zihninde yerleşsin diye tekrar et)!

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    16-18. (Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir. O halde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna uy.

  15. Mehmet Okuyan

    16. (Ey suçlu kişi)! Artık onu (hakkındaki hükmü) çabucak almak için dilini kımıldatma!

    17. Şüphesiz ki onun toplanması ve okunması sadece bize aittir.

    18 . Biz onu okuduğumuz zaman okunuşunu takip et!

  16. Mustafa İslamoğlu

    16. O sebeple aceleyle dilini oynatıp durma:

    17. Şüphesiz onun toplanması da, okunuşu da bize düşer;

    18. artık Biz onu okuduğumuzda sen sadece onun okunuşunu izle;

  17. Mustafa Öztürk

    16-18. [Mazeret bildireyim derken, korku ve dehşetten dili dolaşacak. İşte o zaman kendisine şöyle denecek] : 'Telaşla dilini dolaştırıp durma. Bütün yaptıklarını [amel defterinde] toplamak ve şimdi onu sana okumak bizim işimizdir. Amel defterini sana okuduğumuzda, ondan ne okunduysa kabul et.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    16. Onu (Kur’an’ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma.

    17. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir.

    18. İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol!

  19. Sadık Türkmen

    16. Onunla acele hüküm/karar vermek için dilini hareket ettirme!

    17. Onu toparlamak ve Kur’an haline getirmek (hükmünü oluşturmak) Bize düşer.

    18. Öyleyse; Biz onu (Kur’an’ı bir bütün olarak) toparladığımızda, sen de hemen sana okunana (ondan çıkan hükme) uy!

  20. Süleyman Ateş

    16. (Ey Muhammed,) Onu hemen okumak için diline depretme.

    17. Onu (senin kalbinde) toplamak ve (sana) okumak bize düşer.

    18. O halde sana Kur’ân’ı okuduğumuz zaman onun okunuşunu izle.

  21. Süleymaniye Vakfı

    16. Sen onunla (indirilen ayetle) bir an önce hükmetmek için dilini (o ayetle) harekete geçirme.

    17. Onu (benzer ayetlerle) birleştirmek ve bir kur’an /ayet kümesi haline getirmek bizim işimizdir.

    18. Onu kur’an /ayet kümesi haline getirdiğimizde onun ayet kümesine uy.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    16-18. (Mazeret bildireyim derken, korku ve dehşetten dili dolaşacak. İşte o zaman kendisine şöyle denecek) Telaşla dilini dolaştırıp durma. Bütün yaptıklarını (amel defterinde ) toplamak ve şimdi onu sana okumak Bizim işimizdir. Amel defterini sana okuduğumuzda , ondan ne okunduysa kabul et.

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    16. Onu aceleye getiresin diye dilini onunla hareketlendirme!

    17. Onu toplamak ve okumak bize düşer.

    18. O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle.