Ayetler

Meariç 30. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

MEARİÇ SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

22. Ancak, namaz kılanlar başka.

23. Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir.

24-25. Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir.

26. Onlar, ceza gününü tasdik eden kimselerdir.

27. Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir.

28. Çünkü, Rablerinin azabından emin olunamaz.

29. Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir.

30. Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

31. Kim bunun ötesini isterse, işte onlar sınırı aşan kimselerdir.

32. Onlar, emanetlerini ve verdikleri sözü gözeten kimselerdir.

33. Onlar, şahitliklerini dosdoğru yapan kimselerdir.

34. Onlar, namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir.

35. İşte onlar cennetlerde ikram göreceklerdir.

Bu ayetlerde kurtuluşa erecek olan ve bize de örnek müminlerin özellikleri sayılıyor. Tek sıkıntı 30. ayet cariyelerle ilişkiye girmelerinde bir sakınca olmadığı anlamında tercüme edilmiş. Geleneğin ve Mezheplerin görüşleri beni ilgilendirmiyor. Kur'an'a göre nikahsız her ilişki zinadır ve Allah İsra 32'de Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, çirkin bir iş ve kötü bir yoldur diyor. Ayet zina yapmayın demiyor, yaklaşmayın diyor. Zinaya götürecek her davranıştan kaçınmak gerektiği ortada. Allah bir ayette zinaya yaklaşmayın deyip başka bir ayette nikahsız cinsel ilişkiye giren kullarını kurtuluşa erenler diye tanımlaması mümkün değildir. Ateistler bu ve benzeri mealleri çok eleştiriyor. Bilerek meal dedim ayet demedim çünkü bunlar insanların tercümeleri. Başta Müslümanlar bu ayeti böyle tercüme ederek cariyelerle nikahsız ilişkinin önünü açmış. Ateistler "böyle din mi olur" diye eleştiride bulunuyorlar. Ayetin doğru tercümesi ve açıklaması aşağıda.

Süleymaniye Vakfı Meali

MEARİÇ SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

29. Edep yerlerini ve çevresini özenle korurlar.

30. Sadece (hür) eşleri veya hâkimiyetleri altında olan[1*] (esir eşleri) hariç[2*]. Onlar, bundan dolayı ayıplanmazlar.

[1*] Zorla hakimiyet altına alınanlar esirlerdir. Hürler, zorla hakimiyet altına alınamazlar. Bütün ticari ilişkiler ve iş sözleşmeleri karşılıklı rızayla olur. (Nisa 4/29).

[2*] Ayetteki “veya” ifadesi, bir Müslümanın edep yerlerini ya hür eşinin ya da hakimiyet altında yani esir konumunda iken evlendiği esir eşinin yanında açabileceğini, bunun dışında açamayacağını gösterir. Çünkü edep yerlerini bir esirin yanında açabilmek için onunla evli olmak şarttır (Nur 24/32-33). Bir kadın sadece bir eş ile evlenebileceği için eşi hür ise hür eşinin yanında, esir ise esir eşinin yanında edep yerlerini açabilir. Benzer durum, erkek için de geçerlidir. Erkek de aynı anda biri esir, diğeri hür olan iki kadınla evli olamaz. Çünkü esir kadınla evlenmenin olmazsa olmaz şartı, hür kadınla evlenecek güce sahip olmamaktır. (Nisa 4/25). Bu sebeple erkek de tıpkı kadın gibi edep yerlerini ya hür ya da esir olan eşinin yanında açabilir. Ayette “veya” ifadesinin kullanılmış olmasının sebebi budur. Meale parantezleri, geleneğin oluşturduğu şartlanmalara engel olmak ve ayetin doğru anlaşılmasına yardığıncı olmak için koyduk. Çünkü her şey gayet açık olduğu halde bütün mezhepler ve tefsir kitapları, ilgili ayetleri ya görmezden gelerek (Nur 24/32-33) veya anlamını tahrif ederek (Nisa 4/3) bir erkeğin, sayı sınır olmaksızın yanındaki cariyelerle nikahsız ilişkisini caiz gördükleri için hem bu ayetin hem de Müminûn Suresi 23/6. âyetin anlamını da bozmak zorunda kalmışlardır. Öncelikle “veya” anlamına gelen (أو) kelimesine “ve” anlamı vererek ayete, edep yerlerinin, nikahlı eşin yanında açılabildiği gibi esirlerin yanında da açılabileceği anlamını yüklemişlerdir. Ayetteki (مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ) = “hakimiyetleri altında olanlar” ifadesinin kapsamına erkek esirler de girdiği için “hakimiyetleri altında olanlar” ifadesinin anlamını da “kadın esirler” yani cariyeler olarak değiştirmişlerdir. Aksi takdirde bu ayet, Müslüman kadınların da sahibi oldukları erkek esirlerle ilişkiye girebileceklerinin delili olurdu. Ama bunun da yeterli olmadığını, ayete böyle bir meal verilmesinin, müslüman kadınların, yanlarında bulunan cariyelerle kadın kadına sevişmenin caizliğine yani lezbiyen ilişkiye delil olabileceğini düşünememişlerdir. Halbuki Kur’an, lezbiyen ilişkiyi de büyük günahlardan saymıştır (En’âm 6/151, A’raf 7/33, Şûrâ 42/37, Necm 53/32).

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    29-30. Yine, onlar, namuslarını korumaktadırlar; ancak onların eşleri ve cariyeleri (savaş esirleri) müstesna; çünkü gerçekten onlar, bunlardan dolayı kınanacak değillerdir.

  2. Bayraktar Bayraklı

    29-30-31. İffetlerini korurlar. Ancak, eşlerine ya da ellerinin altında bulunanlara karşı onlar kınanmazlar. Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.

  3. Diyanet İşleri

    30. Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

  4. Diyanet Vakfı

    29-30-31. Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-;

  5. Edip Yüksel

    30. Ancak eşleri, yahut yeminlerinin/anlaşmalarının hak sahibi olduklari hariç; onlardan dolayı yerilmezler.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    30. Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.

  7. Hakkı Yılmaz

    29-30-31. Ve salâtçılar, ırzlarını koruyanlardır. –Ancak eşleri veya sözleşmelerinin sahip oldukları hariçtir. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. Artık ötesini isteyenler; işte onlar sınırı aşanların ta kendileridir.–

  8. Hasan Basri Çantay

    29-30. Şunlar da (öyle): Karılarından, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarından başkasına karşı utanacak yerlerini saklayanlar. Çünkü onlar (bunlar Hakkında) kınanmış değildirler.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    29-30. Onlar edep yerlerini, eşleri ve ellerinin (altında) mâlik oldukları (cariyeleri) dışında herkesten koruyanlardır. Şüphesiz ki onlar (bundan dolayı) kınanmazlar.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    30. Ancak kendi eşleri veya sâhib oldukları câriyelerine karşı (olan münâsebetleri)müstesnâ; çünki şübhesiz ki onlar, (bundan dolayı) kınanacak kimseler değildirler.

  11. Hüseyin Atay

    29-30. Eşleri ve antlaşmakların dışında, özel yerlerini koruyanlar, doğrusu, bunlar yerilemezler.

  12. İhsan Eliaçık

    30. Eşleri yani yemin/sözleşme ile sahip olduklarından dolayı da kınanamazlar.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    30. Ancak eşlerine ya da (câriyelerden) sağ ellerinin sahip bulunduklarına karşı (korumaları) müstesnâ! Çünkü gerçekten onlar (bunlarla yaptıkları meşrû ilişkilerinden dolayı) tenkit edilmiş değillerdir.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    29-30. Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.

  15. Mehmet Okuyan

    30. Ancak eşleri yani (evlilik yoluyla) meşru olarak sahip oldukları kişiler hariç. Şüphesiz ki onlar, (eşleriyle ilişkilerinde) kınanmazlar.

  16. Mustafa İslamoğlu

    30. ancak eşleri, yani meşru şekilde hakkını vererek sahip oldukları kimseler müstesna: zaten onlar (meşru eşleriyle paylaştıkları cinsellikten dolayı) kınanamazlar.*

  17. Mustafa Öztürk

    29-30. Onlar iffetlerini titizlikle korurlar; sadece eşleri ve cariyeleriyle ilişkiye girerler. Bundan dolayı da asla kınanmazlar. Eşleri ve cariyeleri dışında tatmin arayanlar, haddi aşmış kimselerdir.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    30. Zevcelerine veya mâlik bulundukları cariyelerine karşı müstesna, çünkü onlar kınanmış değildirler.

  19. Sadık Türkmen

    30. Ancak eşleri ya da suç (haram) olmayan birliktelikler başka! Çünkü onlar, bundan dolayı kınanmazlar.

  20. Süleyman Ateş

    30. Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan (câriyelerin)e karşı (korumazlar. Bundan ötürü de) onlar kınanmazlar.

  21. Süleymaniye Vakfı

    30. Sadece (hür) eşleri veya hâkimiyetleri altında olan (esir eşleri) hariç. Onlar, bundan dolayı ayıplanmazlar.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    29-30. Eşleri yani meşru şekilde hakkını vererek sahip oldukları kimseler dışında, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, doğrusu bunlar yerilmezler.

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    30. Ancak onlar, eşleriyle, imkânlarının sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar.