Diyanet İşleri Meali
MÜMİNUN SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
23. Andolsun biz, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik de, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur. Allah’a karşı gelmekten hâlâ sakınmaz mısınız?” dedi.
24. Bunun üzerine kendi kavminden inkâr eden ileri gelenler şöyle dediler: “Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.”
25. “Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz.”
Bu ayette Nuh peygambere itiraz edenlerin kendisinin beşer olduğuna vurgu yapıyorlar. Yani inanmamak için bahaneleri bu; Allah insan peygamber göndermiş. Onlara göre Allah peygamber gönderecek olsaydı melekleri gönderirdi. Bu bahaneyi ileri sürüp inanmıyorlar. Beşer peygambere inanmamak için ürettikleri bahaneyi ayetin sonunda "Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık” ifadesiyle desteklemeye çalışıyorlar. Atalarına beşer bir peygamber gelseydi bunu daha önce duymuş olacaklarını ama duymadıklarına göre kendilerince Nuh (a.s) peygamberliğine inanmamak için bahaneleri oluyor. Allah dileseydi değil, "Allah peygamber gönderseydi melekleri gönderirdi" olmalı çünkü şae fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Ayetin doğru tercümesi şöyle;
Süleymaniye Vakfı Meali
MÜMİNUN SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
23. Nuh’u halkına elçi gönderdik. Onlara şöyle dedi: "Ey halkım! Allah’a kulluk edin; sizin ondan başka ilahınız yoktur. Yanlışlardan sakınmayacak mısınız?”
24. Halkının önde gelenlerinden kafirlik edenler dediler ki: “Bu sadece sizin gibi bir beşerdir. Size üstünlük kurmak istiyor. Allah gerek görseydi[1*] melekler indirirdi. Önceki atalarımız arasında da böyle bir şey olduğunu duymadık.
[1*] Şâe (شاء) fiili, “bir şey yapmak” anlamındaki şey (شيء) mastarından türemiştir. Allah’ın yapması o şeyi var etmesi, insanın yapması da o şey için gereken çabayı göstermesidir (Müfredât). Allah, her şeyi bir ölçüye göre var eder (Kamer 54/49, Ra’d 13/8). İmtihanla ilgili şeyleri iyi ve kötü diye ikiye ayırmıştır (Enbiyâ 21/35). Allah, herkesin doğru yolda olmasını ister (Nisa 4/26) ama sadece doğru şeyler yapanı doğru yolda sayar (Nur 24/46). Yaptığının doğru veya yanlış olduğunu da kişiye ilham eder. Onun için doğru davrananın içi rahat, yanlış davrananın içi de sıkıntılı olur (Şems 91/7-10). Buna göre şâe (شاء) fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yaptı veya yarattı”, insan olursa “gerekeni yaptı” anlamında olur. Allah insanlara, tercihlerine göre davranma hürriyeti vermeseydi hiç kimse yanlış bir şey yapamaz ve imtihan diye bir şey de olmazdı (Nahl 16/93). Yanlış kader anlayışını imanın bir esası gibi İslam’a yerleştirmek isteyenler, büyük bir çarpıtma yaparak şâe (شاء) fiiline irade yani isteme ve dileme anlamı vermiş; bunu, tefsirlere hatta sözlüklere bile yerleştirerek birçok ayetin mealini bozmuşlardır. Bkz:
25. O, cinlerin etkisine girmiş bir adamdan başkası değildir. Bu yüzden onu bir süre gözlemleyin.”
شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili
شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili
Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.
Ali Akın
24. Bunun üzerine Nuh halkının küfre saplanmış olan ileri gelenleri dediler ki: “Bu Nûh da, ancak sizin gibi bir insandır; size karşı üstünlük taslıyor. Hem de, Allah dileseydi, elçi olarak mutlaka melekler gönderirdi. Biz eski atalarımızdan böyle bir şey duymadık.”
Bayraktar Bayraklı
24. “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, kesinlikle melekleri indirirdi. Bunları geçmiş atalarımızdan duymadık.”
Diyanet İşleri
24. Bunun üzerine kendi kavminden inkâr eden ileri gelenler şöyle dediler: “Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.”
Diyanet Vakfı
24. Bunun üzerine, kavminin inkarcı ileri gelenleri şöyle dediler: «Bu, sadece sizin gibi bir beşerdir. Size üstün ve hâkim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi. Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.»
Edip Yüksel
24. Halkının ileri gelen inkârcıları, "Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Üzerinize egemen olmak istiyor. ALLAH dileseydi bir melek indirirdi. İlk atalarımızdan böyle bir şey işitmedik.
Elmalılı Hamdi Yazır
24. Bunun üzerine, kavminin içinden kâfir kodaman topluluğu «Bu, dediler, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki bir melek gönderirdi. Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.»
Hakkı Yılmaz
24-25. Bunun üzerine, toplumundan kâfir; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden ileri gelenler, “Bu, sizin gibi bir beşerden başka bir şey değildir. Size fazlalık sağlamak istiyor. Eğer Allah isteseydi, kesinlikle melekleri indirirdi. Biz evvelki atalarımızda bunu duymadık. Bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir adamdır. Öyle ise, bir süreye kadar o’nu umutla bekleyin” dediler.
Hasan Basri Çantay
24. Bunun üzerine kavminden ileri gelen kâfir bir güruh (şöyle) dedi: «Bu, sizin gibi bir insandan başkası değildir. Size karşı şereflenmek, üstünlük (sağlamak) istiyor o. Eğer Allah (peygamber göndermek) dileseydi elbette (bize) melekler indirirdi. Biz evvelki atalarımızdan bunu duymadık».
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
24. Kavminden ileri gelen inkârcılar da dedi ki: “Bu (Nuh) sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Size üstün gelmek istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi elbette melekleri indirirdi. Nitekim biz atalarımızdan da böyle bir şey işitmedik.”
Hayrat Vakfı Meali
24. Bunun üzerine kavminden inkâr eden ileri gelenler şöyle dedi: `Bu, sâdece sizin gibi bir insandır; size üstünlük sağlamak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek)isteseydi, elbette melekleri indirirdi. (Biz) bunu evvelki atalarımızdan işitmedik.`
Hüseyin Atay
24-25. Ulusunun inkârcı ileri gelenleri dediler: “Bu sizin gibi beşerden başka bir şey değildir. Sizden üstün olmak istiyor. Andolsun, Allah dilemiş olsaydı melekleri gönderirdi. İlk atalarımızdan beri böyle bir şey işitmedik. Bu adamda nedense biraz delilik var, bir süreye kadar onu gözetleyin.”
İhsan Eliaçık
24. Ama halkının kâfir ileri gelenleri: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başka bir şey değil. Bütün istediği başa geçmek. Eğer Allah isteseydi melekleri gönderirdi. Geçmiş büyüklerimizden böyle bir şey duymadık.
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
24. Bunun üzerine kavmi içerisinden ileri gelen o kâfir olmuş kimseler (birbirlerine) dedi(ler) ki: “İşte bu (adam) size karşı çokça üstünlük sağlamak isteyen, (fakat sizden bir farkı olmayan, her bakımdan) ancak sizin gibi bir beşerdir. Allâh (size bir peygamber göndermek) dileseydi, elbette (bunun yerine) birtakım melekler indirirdi. Biz işte bunu(n gibi bir insanın peygamber olarak gönderileceğini ve bize emrettiği tevhîd dinini) evvelki babalarımızda işitmiş değiliz!
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
24. Bunun üzerine kendi kavminden inkar eden ileri gelenler şöyle dediler: "Bu ancak sizin gibi bir beşerdir, size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi bir melek gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık."
Mehmet Okuyan
24. Bunun üzerine, kavminden kâfir olan yöneticiler şöyle demişlerdi: “Bu ancak sizin gibi bir adamdır (insandır). Size üstün olmak istiyor. Allah (peygamber göndermek) isteseydi, elbette melekleri gönderirdi. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.
Mustafa İslamoğlu
24. Bunun üzerine, kavminin seçkinlerinden inkârda ısrar eden kimseler şöyle dedi: “Bu da, sadece sizin gibi ölümlü bir insan; onun amacı size üstünlük sağlamak; hem eğer Allah isteseydi, gökten bir melek indiriverirdi; (üstelik) bizler, bu konuda önder atalarımızdan bir şey işitmiş de değiliz. *
Mustafa Öztürk
24-25. Bunun üzerine halkın ileri gelen kafirleri şöyle dediler: "[Peygamber olduğunu iddia eden] bu adam sadece bizim gibi bir insan. Ama belli ki o bize karşı üstünlük kurmak peşinde. Şayet Allah elçi göndermek isteseydi [insan değil] melek gönderirdi. Kaldı ki atalarımızdan insanların peygamber olarak gönderildiğine dair de bir şey işitmedik. Belli ki bu adam kaçığın teki! Bu yüzden ona bir süre daha tahammül gösterelim; [aklını başına almadığı takdirde ortadan kaldırma yoluna gidelim] .
Ömer Nasuh Bilmen
24. Bunun üzerine kavminden kâfirler olmuş olan ileri gelen zümre dedi ki: «Bu başka değil ancak sizin gibi bir insan; istiyor ki, sizin üzerinize tefevvuk etsin. Ve eğer Allah dilemiş olsa idi elbette melekleri indirirdi. Biz bunu evvelki babalarımızdan işitmedik.»
Sadık Türkmen
24. Kavminden inkârcı ileri gelenler, dediler ki: "Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Size üstün gelmeyi istiyor! Eğer Allah dileseydi, elbette birtakım melekleri indirirdi. Biz, evvelki atalarımızdan da böyle bir şey işitmedik!
Süleyman Ateş
24. Kavminin içinden ileri gelen inkârcı bir grup (şöyle) dedi: "Bu da sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Size üstün gelmek istiyor. Eğer Allâh (elçi göndermek) dileseydi, melekleri indirirdi. Biz ilk babalarımızdan böyle bir şey işitmedik."
Süleymaniye Vakfı
24. Halkının önde gelenlerinden kafirlik edenler dediler ki: “Bu sadece sizin gibi bir beşerdir. Size üstünlük kurmak istiyor. Allah gerek görseydi melekler indirirdi. Önceki atalarımız arasında da böyle bir şey olduğunu duymadık.
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
24. Kavminin inkarcı ileri gelenleri: "Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Sizden üstün olmak istiyor. Allah elçi gönderecek olsaydı melekler indirirdi. İlk atalarımızdan beri böyle bir şey işitmedik.
Yaşar Nuri Öztürk
24. Toplumu içinden inkârcı kodaman grup şöyle dedi: "Bu adam, sizin gibi bir insandan başka şey değil; size üstünlük taslamak istiyor. Eğer Allah dileseydi, melekler indirirdi. Biz ilk atalarımız arasında böyle bir şey duymadık."