Ayetler

Sebe 21. Ayetteki Tercüme Hatası

Alttaki ayetler Sebe Halkıyla ilgili. Diyanet'in mealiyle Süleymaniye Vakfının mealini peş peşe yazdım, bazı kelimeleri renkli belirttim. Her iki mealde de aynı renkler aynı kelimeleri gösterir. Diyanet ve pek çok mealde renkli belirttiğim kelimeler yanlış tercüme ediliyor. Süleymaniye Vakfı'nın meali doğrudur. Renkli kelimeleri kıyas yapabilesin diye iki meali peş peşe ekledim. Açıklaması alt tarafta.

Diyanet İşleri Meali

SEBE SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

20. Şeytan, onlar hakkındaki zannını doğru çıkardı. İnananlardan bir grup dışında hepsi ona uydular.

21. Oysa şeytanın onlar üzerinde hiçbir hâkimiyeti yoktu. Ancak ahirete inananları, onun hakkında şüphe içinde bulunanlardan ayırt edelim diye (ona bu fırsatı verdik). Senin Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.

Süleymaniye Vakfı Meali

SEBE SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

20. İblis, onların aleyhine yaptığı tahminlerini gerçeğe dönüştürdü; inanıp güvenen bir topluluk dışında hepsi ona uydu.

21. Oysa onun onlara boyun eğdirecek bir gücü yoktu. Sadece, ahirete inanıp güvenenler ile o konuda şüphesi olanları bilmemiz için (ona fırsat verdik). Rabbin her şeyin koruyucusudur.

Allah İblis'e Neden İzin Veriyor?

Şeytan bu izni kovulduğu zaman aldı. Adem yaratıldığında bütün melekler Adem'e secde etti ama İblis etmedi, Allah da onu kovdu. Alttaki ayetlerde bunu görebilirsin.

ARAF SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

11. SİZİ yarattık sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: “Âdem’e secde edin!” dedik. Hemen secdeye kapandılar ama İblis öyle yapmadı. O, secde edenlere katılmadı.

12. Allah: “Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen ne oldu?” diye sordu. “Ben ondan iyiyim. Beni ateşten yarattın ama onu balçıktan yarattın.” diye cevap verdi.

13. Allah dedi ki “Yıkıl oradan! Orada büyüklük taslamaya hakkın yoktur. Defol! Sen değerini yitirenlerdensin.”

14. İblis: “Öyleyse tekrar dirilecekleri güne kadar beni yaşat.” dedi.

15. Allah dedi ki “Sen de yaşatılacaklardansın.”

16. Şeytan dedi ki “Madem beni aşırılığa sen sevk ettin ben de senin doğru yolunun üstüne onlar için oturacağıma yemin ederim.

17. Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Göreceksin, onların çoğu sana karşı görevlerini yerine getirmeyecektir.”

18. Allah dedi ki “Emre itaatsizlikten kovulmuş olarak defol oradan! Hele onlardan biri sana uysun, cehennemi sizinle dolduracağım.” <

17. ayette görüldüğü üzere iblis/şeytan insanı doğru yoldan çevirmek için sağdan soldan gelip vesvese verip insanları etkilemeye çalışacak. Bunun nedenini doğru tercüme edilmiş olan Süleymaniye Vakfı'nın mealinde görüyoruz. Oysa onun onlara boyun eğdirecek bir gücü yoktu. Sadece, ahirete inanıp güvenenler ile o konuda şüphesi olanları bilmemiz için (ona fırsat verdik). Allah şeytanla veya diğer konularda yaptığı imtihanlarda inananları ve inanmayanları görmek istiyor.

Bu dünya imtihan dünyası. Allah yaptığı imtihanlarla gerçek müminleri bilmek, görmek istiyor. İki ayette de "ortaya çıkarma" diye çevrilen ( لِنَعْلَمَ ) lineǎ’leme alm kökünden gelir. Bu kelimelerin anlamı "bilinceye kadar" "bilmek için" demektir. Bu kelimelerin "bilmek" dışında bir anlamı yoktur. Bu kelimeler Arapça'da "cehd-i müstağrak"tır. Arapça gramerde cehd-i müstağrak olan "bilmek için", "bilinceye kadar" ifadesi daha önce bilmedi bundan sonra bilebilir demektir. Yani Allah Kur'an'da bu fiili nerede kullandıysa iman edenleri, sabredenleri imtihan etmeden önce bilmiyordu demektir. İmtihan yapıyor ki ya da Sebe suresinin bu ayetlerinde olduğu gibi şeytana insanlara etkileme fırsatı veriyor ki iman edenleri, sabredenleri bilsin diye. Arapça ayetin karşılığı böyle, insanlar "Allah imtihan konularını daha önce bilmiyordu" diyemediği için bu ayetlere "ortaya çıkarma" manası vermişler. Burada vurguladığım gibi konu imtihan gereği konulardır. Bu ve benzeri ayetlerden görüyoruz ki kader konusunda ezelden yazılma diye bir şey yoktur.

Allah Arapça Bilmiyor Mu?

İstersen bu ayeti, kelime meali gösteren sitelerden inceleyebilirsin. Ayeti, kelimelere ayırınca lineǎ’leme, veliyeǎ’leme, velemmā yeǎ’lemi ifadelerine doğru anlam veriyorlar "bilmek için" yazıyorlar ama bunu meale yazmaya gelince kelimenin anlamını değiştirip "ortaya çıkarsın" diye yazıyorlar. Allah Arapça bilmiyor mu ki insanlar kelimelerin manasını değiştiriyor? Eğer Allah ayette "sabredenleri bilmek için" dediyse bunu kimsenin değiştirmeye hakkı yoktur. Allah ayetlerde ne anlatmak istediyse bunu, kelimeleri bilinçli, özenli seçerek yapmıştır. Kimsenin ayetleri değiştirmeye hakkı yoktur. Allah bu ayetlerle kendisini tanıtıyor; Kendi kafanızdan tanımlar yapmayın demiş oluyor. İmtihan dünyası ve Kader hakkında daha fazla bilgi için bu siteye bakabilirsin. Allah'ın Bilgisi - Bedir Savaşı Örneği

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    21. Oysaki İblis’in onlar üzerinde zorlayıcı bir gücü ( gerekçesi) yoktu; ancak bu, (bedeni) âhırete inananlar ile ondan şüphe içinde bulunanları (fiilleriyle) bilip meydana çıkarmamız içindi. Zaten senin Rabb’in her şeyi gözetip koruyandır.

  2. Bayraktar Bayraklı

    21. Oysa şeytanın onlara karşı hiçbir gücü yoktu. Ancak âhirete inananlarla, ondan şüphe içerisinde olanları böylece biz biliriz. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.

  3. Diyanet İşleri

    21. Oysa şeytanın onlar üzerinde hiçbir hâkimiyeti yoktu. Ancak ahirete inananları, onun hakkında şüphe içinde bulunanlardan ayırt edelim diye (ona bu fırsatı verdik). Senin Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.

  4. Diyanet Vakfı

    21. Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan ayırdedip bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin gerçekten her şeyi koruyandır.

  5. Edip Yüksel

    21. Aslında onun onlar üzerine hiçbir otoritesi yoktu. Ancak, ahireti onaylayanı ondan kuşku duyandan böylece ayırırız. Efendin her şeyi kontrol etmektedir.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    21. Halbuki İblis’in onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu. Fakat biz ahirete imanı olanı belli edecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik. Öyle ya Rabb’in her şeyi gözetleyendir.

  7. Hakkı Yılmaz

    21. Hâlbuki İblis için onlar üzerinde hiçbir kudret yoktu. Fakat Biz âhirete imanı olanı, onun hakkında yeterli bilgisi olmayandan ayırt edecektik; onları işaretleyip bildirecektik. Ve senin Rabbin her şeyi iyice koruyandır.

  8. Hasan Basri Çantay

    21. Halbuki onun bunlar üzerinde (önceden) hiçbir nüfuzu yokdu. Ancak biz âhirete îman eden kimse ile ondan şübhede bulunan kişiyi ayırd etmek için (buna meydan vermişdik). Senin Rabbin her şey’in üstünde gerçek bir nigehbandır.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    21. Halbuki onun, kendileri üzerinde hiçbir nüfuzu/etkinliği yoktur. Ancak âhirete inanan ile, bu konuda ondan şüphe edeni (ayırıp) bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    21. Hâlbuki onun (o İblisin), kendileri üzerinde hiçbir kuvveti yoktu; ancak (biz) âhirete îmân edeni, ondan şübhe içinde olan o kimseden ayıralım diye (ona bu mühleti verdik).Çünki Rabbin, herşeyi (dilediği gibi) hakkıyla muhâfaza edendir.

  11. Hüseyin Atay

    21. Oysa onun, onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle, ondan şüphede olanları işte böyle ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözlemektedir

  12. İhsan Eliaçık

    21. Hâlbuki İblis'in insanlar üzerinde hiçbir yaptırım gücü yoktu. Fakat Biz kim ahirete iman ediyor kim şüphe içinde bunu bilelim istiyorduk. Yoksa Rabbin her şeyi koruyup gözetendir

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    21. Oysa onun onlar üzerinde hiçbir gücü bulunmamaktaydı. Ancak Biz âhirete inanmakta olanı, kendisi o (âhiretin vukuu)ndan büyük bir şüphe içerisinde bulunandan ayıralım diye/âhirete inanmakta olanla, kendisi ondan büyük bir şüphe içerisinde bulunanı (bildiğimiz gibi herkese de) bil(dir)elim diye/ (şeytanı onlara musallat ettik)! Zaten senin Rabbin her şey üzerine (gözcü ve yönetici olan bir) Ha fîz’dir.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    21. Oysa şeytanın onlar üzerinde hiçbir hakimiyeti yoktu. Ancak ahirete inananları, onun hakkında şüphe içinde bulunanlardan ayırt edelim diye (ona bu fırsatı verdik). Senin Rabbin her şey üzerinde hakiki bir koruyucudur.

  15. Mehmet Okuyan

    21. (Oysa) onun (İblis’in), onlar üzerinde hiçbir etkisi yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan bil(dir)ip (ortaya çıkaralım) diye (ona bu fırsatı vermiştik). Rabbin her şeyi koruyandır.

  16. Mustafa İslamoğlu

    21. Oysa ki onlar üzerinde onun hiçbir yaptırım gücü yoktu; sadece âhirete inanan kimselerin, ondan kuşku duyanlardan farkını belirleyelim diye (ona izin verdik): nitekim senin Rabbin, her şeyi görüp gözetendir.

  17. Mustafa Öztürk

    21. Hfilbuki İblis'in onlar üzerinde yaptırım gücü yoktu. Bizim ona fırsat vermemizin sebebi, ahirete yürekten inananlar ile bu konuda şüphe içinde olanları ortaya çıkarmaktı. [Ey Peygamber!) Bütün her şey rabbinin gözetim ve denetimi altındadır.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    21. Halbuki, onun onlar üzerinde hiçbir tasallutu yoktur. Fakat Ahirete imân eden kimseyi onda şekk içinde bulunan kimseden ayırdedelim diye (öyle şeytan musallat kılınmıştır) ve senin Rabbin her şey üzerine bir hafîzdir.

  19. Sadık Türkmen

    21. Oysa onun, onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü yoktu! Ancak Biz; ahirete inanan kişiyi, ondan kuşku duyan kişiden ayırıp göstermek (ve yaptıklarının karşılığını vermek) için böyle yaptık (insana özgürlük verdik). Gerçekten Rabbin, herşeyi koruyup gözeticidir.

  20. Süleyman Ateş

    21. Onun onlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktu. Ancak âhirete inananı, ondan kuşkulanandan (ayırd edip) bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Rabbin her şeyi korumaktadır.

  21. Süleymaniye Vakfı

    21. Oysa onun onlara boyun eğdirecek bir gücü yoktu. Sadece, ahirete inanıp güvenenler ile o konuda şüphesi olanları bilmemiz için (ona fırsat verdik).

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    21. Onun onlar üzerinde zorlayıcı bir gücü yoktu. Ancak âhirete inananı, ondan kuşkulanandan (ayırd edip) bilelim diye (ona bu fırsatı verdik). Çünkü Rabbin her şeyi görüp gözetendir

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    21. Oysaki onun, onlar üzerinde hiçbir sultası yoktu. Sadece biz; âhirete inananı, onun hakkında kuşkuya düşenden ayırmak için böyle yapıyorduk. Rabbin herşey üzerinde Hafiz’dir, kollar, korur, gözetir.