Diyanet İşler Meali
VAKIA SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
63. Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?!
64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz:
66. “Muhakkak biz çok ziyandayız!”
67. “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!”
68. İçtiğiniz suya ne dersiniz?!
69. Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
70. Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!.
Allah ekilen tohumu kuru ota dönüştürmeyi ya da yağmuru tuzlu yapayı gerekli görseydi yapardı ama yapabilecek güçte olduğunu, şükretmemiz gerektiğini söyleyerek adeta Allah bu ayetlerde meydan okuyor; mealen "tohumu siz mi bitiriyorsunuz, suyu siz mi indiriyorsunuz, gerek görseydim onları kullanılmaz hale getirirdim, şükredin" diyor. Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء fiilinin kökü, “var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Ayetlerin doğru tercümesi şöyle;
Süleymaniye Vakfı Meali
VAKIA SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
63. Yaptığınız tarıma da baktınız mı?
64. O bitkileri bitiren siz misiniz, yoksa biz mi bitiriyoruz?
65. Onları kuru ota dönüştürmeye gerek görsek dönüştürürüz, o zaman da şaşırıp kalırsınız.
66. “Emeklerimiz yok oldu;
67. Artık yoksul kimseleriz” dersiniz.
68. İçmekte olduğunuz suya baktınız mı?
69. Onu bulutlardan siz mi indiriyorsunuz, yoksa indiren biz miyiz?
70. Gerek görsek o suyu, tuzlu ve acı yapardık. Keşke görevlerinizi yapsanız!
شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili
شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili
Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.
Ali Akın
65. Eğer Biz dileseydik, onu kırılıp ufalanan kuru bir çöp yapardık da, siz şaşar, kalırdınız.
70. Eğer Biz dileseydik, onu tuzlu, acı bir su yapardık. Öyleyse ne diye şükretmiyorsunuz?
Bayraktar Bayraklı
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
70. Dileseydik onu acı yapardık. Hiç şükretmez misiniz?
Diyanet İşleri
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz:
70. Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!.
Diyanet Vakfı
65. Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Edip Yüksel
65. Dileseydik onu samana çevirirdik de siz şaşardınız:
70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmez misiniz?
Elmalılı Hamdi Yazır
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.
70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya!
Hakkı Yılmaz
65-67. Dileseydik Biz, kesinlikle onu kuru bir çöp yapardık da siz, “Şüphesiz biz borç altına girmiş kimseleriz! Daha doğrusu, biz her şeyi elinden alınmış yoksun bırakılmış kimseler imişiz!” diyerek şaşar kalırdınız:
70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. O hâlde karşılığını ödemeniz gerekmez mi?
Hasan Basri Çantay
65. Eğer dileseydik muhakkak ki onu (tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz de şaşakalırdınız.
70. Eğer dileseydik onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz?
Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan
65. Dileseydik, elbette onu bir çer çöp yapardık. Siz de şaşar kalır (ve emek verdiğinize pişman olur)dunuz.
70. Eğer dileseydik, onu tuzlu, acı bir su yapardık. O halde şükretmeniz gerekmez mi?
Hayrat Vakfı Meali
65. Dileseydik onu elbette kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
70. Dileseydik onu tuzlu (acı bir su) yapardık; o hâlde şükretmeniz gerekmez mi?
Hüseyin Atay
65. Dilersek, Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız.
70. Dileseydik onu acılaştırırdık, şükretmenize değmez mi?
İhsan Eliaçık
65. Hiç şüpheniz olmasın, istesek onları çere çöpe çevirirdik de ağzınızda şöyle geveler dururdunuz:
70. İstesek onu iyice acı ve tuzlu yapardık. Bu şükürsüzlük neden?
Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)
65. Dileseydik, (sizi o mahsulden beklentili bir ha le soktuktan sonra) elbette onu un ufak ve kırık bir ot yapardık da, bu sebeple siz (gördüğünüz kötü man zara karşısında) şaşakalmaya başlardınız/(yaptığı nız masrafa) pişman olmaya başlardınız/(yaptığınız işler yüzünden) birbirini kınamaya başlardınız/se vinci bir kenara bırakmaya başlardınız/!
70. Dileseydik, onu (içilemeyecek derecede) tuzlu/acı/bir şey yapardık! O halde (bunca nimetimize karşı Bize) şükretseniz ya!
Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir
65-66. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz: "Muhakkak biz çok ziyandayız!" "Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!"
70. Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!..
Mehmet Okuyan
65-67. Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da “Şüphesiz ki borçlandık (zarardayız); dahası biz (üründen) mahrum bırakıldık!” diyerek şaşar kalırdınız.
70. Dileseydik onu da tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Mustafa İslamoğlu
65. Eğer isteseydik, onu çürüyüp un ufak olmuş bir ahşap kalıntısına çevirirdik de, şaşakalır (ve derdiniz ki):
70. Eğer isteseydik onu tuzlu ve acı bir su yapardık: şu halde neden hâlâ şükretmiyorsunuz?
Mustafa Öztürk
65-67. Biz dileseydik o güzelim ekinleri çerçöp haline getirirdik. O zaman siz şaşkınlık ve çaresizlik içinde, "Eyvah! Mahvolduk, onca masraf boşa gitti. Varımızı yoğumuzu kaybettik!" diye sızlanır dururdunuz
70. Biz isteseydik onu acı ve tuzlu yapardık. Öyleyse, bunca nimete iman ve itaat üzere şükretmeniz gerekmez mi?!
Ömer Nasuh Bilmen
65. Eğer dilese idik onu elbette bir ot kırıntısı yapardık. Artık siz, şaşırır dururdunuz.
70. Eğer dilese idik onu acı bir su yapardık. Artık şükretmeli değil misiniz?
Sadık Türkmen
65. Dileseydik onu kupkuru bir çöp yapardık, siz de şaşırıp kalırdınız:
70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
Süleyman Ateş
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık, sızlanıp dururdunuz:
70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şüketmeniz gerekmez mi?
Süleymaniye Vakfı
65. Onları kuru ota dönüştürmeye gerek görsek dönüştürürüz, o zaman da şaşırıp kalırsınız.
70. Gerek görsek o suyu, tuzlu ve acı yapardık. Keşke görevlerinizi yapsanız!
Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali
65-67. Şayet uygun görseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!
70. Uygun görseydik onu acı ve tuzlu bir su yapardık. O hâlde niçin hâlâ şükretmezsiniz?
Yaşar Nuri Öztürk
65. Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:
70. Dileseydik, onu tuzlu yapıverirdik. Peki şükretmeniz gerekmez mi?