Ayetler

Yunus 49. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet Vakfı Meali

YUNUS SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

47. Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

48. Doğru iseniz bu vaad (azap) ne zamandır? diyorlar.

49. De ki: «Ben kendime bile Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim.» Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.

Kendim için veya bir başkası için bir şey yapmaya kalktığımda Allah bunun için Ol demezse hiç bir şey yapamam. Yapmak istediğim şeyin hayata geçmesi Allah'ın gerekli desteği vermesiyle olabilir. Hatta Kur'an'ı anlama konusunda bile. Allah bunu Tekvir suresinde söylüyor.

TEKVİR SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

26. Öyleyse nereye gidiyorsunuz?

27. Kur’ân, herkes için doğru bilgidir (zikirdir)

28. İçinizden doğru olmanın gereğini yapanlar için.

29. Varlıkların Rabbi (Sahibi) olan Allah gerekli desteği vermezse yapabileceğiniz bir şey yoktur.

Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء fiilinin kökü, “var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Bir ayet şöyledir: ”Yapılması gerekeni Allah yapsaydı hepinizi tek bir toplum haline getirirdi. Ama Allah, (sapıklığın) gereğini yapanı sapık sayar, (doğru yolda olmanın) gereğini yapanı da yoluna kabul eder. Yaptıklarınızdan elbette sorumlu tutulacaksınız.” (Nahl 16/93) Buna göre ayetin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

YUNUS SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

49. De ki: “Allah’ın onayladıkları dışında kendime herhangi bir fayda sağlamaya da kendime gelecek bir zararı gidermeye de gücüm yetmez. Her toplumun bir eceli vardır. Ecelleri gelmişse ne bir an erteleyebilirler ne de öne alabilirler.”

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    49. Ey Muhammedi De ki: “Allah’ın dilediğinden başka, benim kendi kendime bile ne bir zarar, ne de bir yarar sağlamak imkânına sahip değilim. Her toplumun bir eceli (vâdesi) vardır. Ecelleri geldiği zaman artık onlar ne bir saat geri kalırlar; ne de ileri giderler. (Onun için acele etmeyin, sizin de vâdeniz gelecek ve size vaatedirlen azap gerçekleşecektir.)

  2. Bayraktar Bayraklı

    49. De ki: "Ben kendime bile, Allah'ın istediği dışında ne bir zarar ne de bir fayda verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman, artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.

  3. Diyanet İşleri

    49. De ki: "Allah dilemedikçe ben kendime bile ne bir zarar ne de fayda vermeye muktedirim. Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde ne bir an geri kalır ne de bir an ileri gidebilirler." /p>

  4. Diyanet Vakfı

    49. De ki: «Ben kendime bile Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim.» Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.

  5. Edip Yüksel

    49. De ki: "ALLAH’ın dilemesi dışında, ben kendime dahi ne bir zarar ne de bir yarar verme gücüne sahip değilim. Her toplumun bir süresi vardır. Süreleri bitince ne bir an geciktirilir ne de öne alınırlar.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    49. De ki, «Ben, Allah’ın dilediğinin dışında kendi kendime ne bir zarar ne bir fayda verebilirim». Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince artık ne bir an geri, ne bir an ileri gidebilirler.

  7. Hakkı Yılmaz

    49. De ki: “Ben, Allah’ın dilediğinin dışında kendim için bir zarar ve bir yarara güç yetiremem.” Her önderli toplum için bir süre sonu vardır. Onların sürelerinin sonu gelince artık ne bir an erteleyebilirler, ne öne alabilirler.

  8. Hasan Basri Çantay

    49. De ki: «Ben kendi kendime Allahın dilediğinden başka ne bir zarar, ne de bir fâide (yapmıya) muktedir değilim. Her ümmetin (helâkleri için mukadder) bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık bir saat geri de kalamazlar, öne de geçemezler».

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    49. (Resûlüm!) De ki: “Allah’ın dilemesi dışında, ben kendi kendime (bile) ne bir zarar ne bir fayda (verme gücüne) sahibim.” Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman, artık bir an geri de kalamazlar, ileri de geçemezler.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    49. De ki: `(Ben) kendim için dahi, Allah`ın dilemesi müstesnâ, ne bir zarar, ne de bir faydaya sâhibim!` Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman, artık ne bir saat geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler!

  11. Hüseyin Atay

    49. De ki: “Allah’ın dilemesinin dışında ben kendime bir zarar verecek ve yarar sağlayacak durumda değilim. Her milletin bir süresi vardır. Onların süreleri geldi- ği zaman, bir an bile onu geciktiremezler ve öne de alamazlar.

  12. İhsan Eliaçık

    49. Onlara söyle: "Ben, Allah'ın uygun gördüğünün dışında kendi kendime ne bir yarar, ne de bir zarar verebilirim." Her toplumun bir ömrü vardır. Süre dolunca, artık onu bir an bile ne erteleyebilir, ne de çabuklaştırabilirler.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    49. (Habîbim! O inkârcılara ve alaycılara) de ki: “Ben Allâh’ın dilemiş olduğu şeyler dışında kendim için (bile) ne bir zarar(ı savuşturmay) a ne de bir fayda ya (ulaşma imkânına) sahip değil(ken, size azâbın ne zaman ve ne şekil geleceğini nereden bilebilir)im! (Peygamberlerini inkârda ısrarcı olan) her bir üm met(in helâk edilmesi) için (belirlenmiş) bir süre vardır. Onların (yaşamlarının sona ermesi için tayin edilen) ecelleri geldiği zaman, artık bir an (bile) sona da kalamazlar, öne de geçemezler/ bir an geri kalma talebinde dahi bulunamazlar, öne gitmek de iste yemezler/.”

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    49. De ki: "Allah dilemedikçe, ben kendime bile ne bir zarar, ne de fayda verme gücüne sahibim.Her milletin bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler ne de öne geçebilirler."

  15. Mehmet Okuyan

    49. De ki: “Allah’ın dilemesi hariç, kendime herhangi bir zarar veya yarar sağlayacak güce sahip değilim.” Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri geldiği zaman artık ne bir saat (bir an) geri kalabilir ne de ile

  16. Mustafa İslamoğlu

    49. De ki: “Allah istemedikçe, ben kendim için dahi ne yarar sağlayacak ne de zararı önleyecek bir güce sahibim. Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır;süreleri dolduğunda artık onu ne bir an erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.”*

  17. Mustafa Öztürk

    49. [Ey Peygamber!] De ki onlara: "Allah dilemedikçe ben ne başıma gelecek bir belayı def edebilir ne de kendime bir menfaat sağlayabilirim. [Ama size şu kadarını söyleyeyim ki] her toplumun bu dünyada belli bir yaşama süresi vardır. Vakit tamam olup süre dolunca onlar bu süreyi ne bir an geciktirebilirler ne de öne çekebilirler.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    49. De ki: «Ben kendi nefsim için Allah Teâlâ’nın dilediğinden başka ne bir zarara ve nede bir faideye mâlik olamam. Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiği vakit artık ne bir saat geri kalabilirler ve ne de ileri gidebilirler.»

  19. Sadık Türkmen

    49. De ki: "Ben kendime bile zarar veya fayda veremem. Ancak, Allah’ın dilemesine/izin vermesine bağlıdır. Her ümmetin (hak ettiği) bir sonu/eceli vardır. Ecelleri/sonları gelince, artık ne bir saat geriye alınabilirler ve ne de öne alınabilirler!"

  20. Süleyman Ateş

    49. De ki: "Ben kendime dahi, Allâh’ın dilediğinden başka, ne zarar, ne de yarar verme gücüne sâhip değilim. Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de ileri giderler."

  21. Süleymaniye Vakfı

    49. De ki: “Allah’ın onayladıkları dışında kendime herhangi bir fayda sağlamaya da kendime gelecek bir zararı gidermeye de gücüm yetmez. Her toplumun bir eceli vardır. Ecelleri gelmişse ne bir an erteleyebilirler ne de öne alabilirler.”

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    49. (Ey Peygamber) de ki: "Allah , bende (tabiat üstü ) bir güç var etmedikçe kendim ne bir zararı önleyecek ne de kendime bir yarar sağlayabilecek güçteyim. Her ümmet için bir süre belirlenmiştir: süreleri son bulunca, onu ne bir an geciktirebilirler, ne de çabuklaştırabilirler".

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    49. De ki: "Ben kendime bile Allah’ın istediği dışında bir zarar verme yahut yarar sağlama gücünde değilim. Her ümmetin bir eceli var. Ecelleri geldiğinde bir saat geri de kalamazlar, ileri de gidemezler."