Ayetler

Zümer 3. Ayetteki Tercüme Hatası

Altta Diyanet'in mealiyle Süleymaniye Vakfının meali peş peşe yazdım, bazı kelimeleri renkli belirttim. Her iki mealde de aynı renkler aynı kelimeleri gösterir. Diyanet ve pek çok mealde renkli belirttiğim kelimeler yanlış tercüme ediliyor. Süleymaniye Vakfı'nın meali doğrudur. Renkli kelimeleri kıyas yapabilesin diye iki meali peş peşe ekledim. Yanlış tercümelerden dolayı şirki tanıyamıyoruz, kimse bu ayetleri üstüne alınmıyor. Alt tarafa bu kelimelerin ne anlama geldiğini yazacağım.

Diyanet İşleri Meali

ZÜMER SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

3. İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.

Süleymaniye Vakfı Meali

ZÜMER SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

3. Bil ki Allah’ın dini, katışıksız dindir. Allah ile aralarına veliler[*] koyanlar şöyle derler: “Biz bunlara sırf bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.” Allah, ihtilafa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah, yalancı ve nankör birini yola getirmez.

[*] Aralarına başka bir şey girmeyecek şekilde birbirine yakın olan iki kişi veya şeyden her birine veli denir. Buradan hareketle akrabalık, dostluk, yardım ve inanç bakımından doğan yakınlık da mecazen bu kelimeyle ifade edilir (Müfredât). Allah ile arasına başka birini koymayan herkes Allah’ın velisi, Allah da onun velisidir (Bakara 2/257, Muhammed 47/11). Ayetler gayet açık olduğu halde tasavvufta bir velayet makamı oluşturulur, o makama veli veya evliya diye nitelenen kişiler yerleştirilerek onlar birer vesile/aracı konumuna getirilir. Böylece Allah ikinci sıraya konur ve tevbe edilmediği takdirde asla affedilmeyecek şirk günahına girilmiş olur (Bakara 2/257, Nisa 4/48, 116, A’raf 7/3, 30, Secde 32/4, Ahkaf 46/4-6).

Mahmud Efendi'nin Aracı Yapılması

Bugün ismailağa cemaatinin lideri sayılan Mahmud Ustaosmanoğlu cemaatin Allah ile aralarına koydukları evliya konumundadır. Tıpkı yukarıdaki ayetteki gibi düşünüyorlar; Allah'a yaklaşmak için Mahmud efendiyi Allah'tan önce aracı yaptılar. Altta videonun resmi var. O videoda Mahmud efendiye bakıp Maaşallah deyip, isteklerini kalplerinden geçirip, Fatiha okuyorlar. Bu Zümer 3. ayete örnektir.

mahmud efendiyi aracı yapmak

Yorum yapanlar olmuş

mahmud efendiyi aracı yapmak

Ayetlerde renkle belirttiğim genelde "O'nu bırakıp" "Allah'tan başka" "Allah'ın dışında" diye çevrilen (مِنْ دُونِ اللَّهِ ) Min Dûnillâh ifadesi, Allah ile kulun arasına yaşayan veya ölmüş bir insanın, meleklerin, ruhların vs alınması demektir. Eğer Allah'tan değil de bu kişilerden, meleklerden, ruhlardan yardım istersen bu şirk olur. Kur'an'daki şirkin tanımı bu; Doğrudan Allah'tan istemiyor da rütbesi yüksek olduğuna inandığı bir evliyayı yardıma çağırarak istiyor. Askeriyedeki ast üst ilişkisine benzetebiliriz. Allah'ın astından, yani Allah'ın altında ama kendisinden üstün olduğuna inandığı birini/birine çağrıda bulunmak, yardım istemek Allah'ın tevbe etmeden ölünmesi durumunda affetmeyeceğini söylediği tek günahtır. Bu ayetleri "O'nu bırakıp" "Allah'tan başka" "Allah'ın dışında" diye tercüme edince müslümanlar ayetin muhatabı olmadığını düşünüyor. Halbuki en başta Müslümanlar muhatap bu ayetlere.

Allah'a Nasıl Vesile Aranır?

Maide 35. ayette "Allah'a vesile arayın" diyor. Bu ayeti delil gösterip evliya dedikleri insanlardan yardım istiyorlar. Bu ayeti yazdığım sayfadan vesilenin ne demek olduğuna bakabilirsin. Allah'a Nasıl Vesile Aranır?

Min Dûnillâh Ne Demek Ve Şirk Hakkında Ayrıntılı Açıklama

Şirk ayetlerinin nasıl katledildiğini, Ahkaf Suresi 4-5-6. ayetlerini ne hale getirdiklerini yazdığım bu sayfadan okuyabilirsin. Ahkaf Suresi 4-5-6. Ayetlerin Katledilmesi

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    3. Haberiniz olsun ki, yalnız halis olan (Allah’tan başkasının ortak edilmediği) din, Allah’ındır (Allah, yalnız bu dini kabul eder). Allah’tan başka da birtakım veliler (meleklerden, cinlerden, putlarla temsil edilen şahıslardan, güçlerden koruyucu dostlar) edinenler ise, derler ki: “Biz bunlara sadece bizi Allah’a iyice yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.” Şüphesiz Allah, onların ayrılığa düştükleri konularda aralarında hükmedecektir (mü’minleri Cennete, kâfirleri de Cehenneme koyacaktır). Allah, yalancı, nankör olan kimseyi (bu sıfatları var iken) kesinlikle hidâyete erdirmez (çünkü bunların kalp gözü kapalıdır).

  2. Bayraktar Bayraklı

    3. Dikkat ediniz, saf din Allah`a aittir. O`ndan başkasını tanrı edinenler; “Bizi sadece Allah`a yaklaştırsınlar diye onlara kulluk ediyoruz” derler. Şüphesiz ki Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Elbette Allah yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.

  3. Diyanet İşleri

    3. İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.

  4. Diyanet Vakfı

    3. Dikkat et, hâlis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.

  5. Edip Yüksel

    3. Kesinlikle, din sadece ALLAH’a aittir. O’nun dışındakileri evliya (dostlar) olarak edinenler, "Onlar bizi ALLAH’a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara hizmet ediyoruz" (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında ALLAH karar verecektir. ALLAH kuşkusuz, yalancıları ve nankörleri doğru yola iletmez.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    3. İyi bil ki, halis din ancak Allah’ındır. O’ndan başka birtakım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: «Biz onlara sadece bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.» Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.

  7. Hakkı Yılmaz

    3. Dikkatli olun, halis din sadece Allah’a aittir. O’nun astlarından birtakım yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinenler: “Allah’ın astlarından edindiğimiz yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar, bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz.” Şüphesiz kendilerinin ayrılığa/anlaşmazlığa düşüp durdukları şeylerde, onların arasında Allah hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve çok nankörün ta kendisi olan kişilere kılavuzluk etmez.

  8. Hasan Basri Çantay

    3. Gözünü aç, haalis dîn Allahındır. Onu bırakıb da kendilerine bir takım dostlar edinenler (derler ki:) «Biz, bunlara ancak bizi Allaha daha fazla yaklaşdırsınlar diye tapıyoruz». Şübhe yok ki Allah onlar (la mü’minler) arasında, ihtilâf edegeldikleri şeyler hakkında, hükmünü verecekdir. Muhakkak ki yalancı, hakıykaten kâfir olan o kimseleri Allah doğru yola iletmez.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    3. İyi bilin ki halis din, yalnız Allah’ındır. O’ndan başkasını velî/dost edinenler: “Biz, onlara ancak, bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.” (derler). Şüphesiz Allah, onlar (ile mü’minler) arasında, (bu şekilde) ayrılığa düştükleri şeylerde hükmünü verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı (olan, içten içe sevdikleri putlarını ve putlaştırdıklarını gündemde tutarak), nankör olan o kimseleri doğru yola iletmez.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    3. Dikkat edin! Hâlis (gerçek) din, ancak Allah`ındır. Ondan başkasını (kendisine)dostlar edinenler ise: `(Biz) onlara, sâdece bizi Allah`a (daha fazla) yakınlaştırsınlar diye tapıyoruz` (derler). Şübhesiz ki Allah, ihtilâfa düşmekte oldukları şeyler hakkında aralarında hüküm verecektir. Doğrusu Allah, yalancı ve azılı kâfir olan kimseyi hidâyete erdirmez.

  11. Hüseyin Atay

    3. Dikkat! Özenli tapınma Allahadır. Allah’tan başka veli edinenler: “Bizi Allah’a iyice yaklaştırsınlar diye onlara tapıyoruz.” Doğrusu, Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Doğrusu Allah, yalancı ve pek inkârcı kimseye doğru yol göstermez.

  12. İhsan Eliaçık

    3. İyi bil ki saf bir yürek temizliğine dayalı din yalnızca Allah'ındır. O'ndan başkasını yâr ve yardımcı edinenler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." diyorlar. Allah onların aralarında tartışıp durdukları konularda son noktayı koyacaktır. Y alancı ve nankör birini Allah doğru yola çıkaracak değil herhalde...

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    3. Âgâh olun! (Şirk ve gösteriş gibi her türlü şâibe den arınmış olan) hâlis din (ve ibadet) ancak Allâh’a mahsustur. (Zira ilâhlık sıfatlarına sahip olan ve gizli açık her şeye vâkıf olan sadece O’dur!) O kimseler ki; O’nu bırakıp (putları, melekleri ve Îsâ (Aleyhisselâm)`ı) birtakım dostlar (ve ilâhlar) edinmişlerdir; -(onlar Allâh’ı inkâr etmiş değillerdir, fakat:) “Biz onlara ancak bizi Allâh’a tam bir yakınlıkla yaklaştırsınlar diye ibadet etmekteyiz! (demişlerdir.)” İşte o (müşriklerle Müslüma)nların, kendisi hakkında ayrılığa düşmekte oldukları şeyler hususunda şüphesiz ki Allâh onların arasında hüküm verecek (bunun neticesi olarak da haklıyı cennete, haksızı cehenneme gönderecek)tir. Gerçekten de Allâh öyle bir kimseyi hidâyet etmez ki, o (“Melekler Allâh’ın kızlarıdır!” gibi sözlerinde) bir yalancıdır ve son derece inkârcıdır!

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    3. İyi bilin ki, halis din yalnız Allah'ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, "Biz onlara sadece, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" diyorlar. Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.

  15. Mehmet Okuyan

    3. Dikkat edin! Arı duru din yalnızca Allah’a aittir. O’nun peşi sıra dostlar edinenler “Onlara, bizi yalnızca Allah’a biraz daha yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!” (derler). Şüphesiz ki Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz ki Allah yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola ulaştırmaz.

  16. Mustafa İslamoğlu

    3. Değil mi ki böyle bir borçluluk bilincinin en saf ve samimi olanı, sadece Allah’a has kılınanıdır! O’ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, “Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz!” (derler). Şu kesin ki, tartıştıkları her hususta Allah onlar arasındaki hükmü verecektir: çünkü yalanı tabiat haline getiren hiçbir nankörü, Allah asla doğru yola yöneltmez. *

  17. Mustafa Öztürk

    3. Şunu iyi bilin ki Allah'ın dini tevhid dinidir. Allah'ı bırakıp da başka birtakım varlıklara tanrılık yakıştıranlar, "Biz bunlara başka bir maksatla değil, bizi Allah'a yaklaştırmaları için tapıyoruz." diyorlar. Şüphesiz Allah tevhide aykırı b u inançlarıyla ilgili olarak onlar hakkındaki [azap] hükmünü verecek; [onları azaba mahkum edecektir] . Allah kendisi ve elçisi hakkında yalan isnatlarda bulunan ve [putlara tanrılık yakıştırmak suretiyle] çok büyük nankörlük eden kimseleri umduklarına kavuşturmaz.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    3. İyi biliniz ki, din-i halis Allah’a mahsustur. Ve o kimseler ki, O’nun gayrısını velîler ittihaz ettiler, onlara ibadet etmeyiz. Ancak bizi Allah’a daha yakın yaklaştırsınlar için (ibadet ederiz derler). Şüphe yok ki, Allah onların arasında, onların kendisinde ihtilâfta bulunur oldukları şeyler hakkında, hükmedecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı, nankörlüğe düşkün olan kimseyi hidayete erdirmez.

  19. Sadık Türkmen

    3. Iyi bilin ki, hâlis/yegâne din yalnız Allah’ındır. O’ndan başkasını evliya/dostlar edinenler: "Onlar bizi Allah’a daha yaklaştırıcı olsunlar diye, onlara kulluk ediyoruz/etraflarında toplanıyoruz" (derler). Elbette ki Allah; aralarında ihtilâfa düştükleri konuyla ilgili kararını/hükmünü verecektir. Şüphesiz Allah; yalancı, kâfir (gerçekleri bilerek gizleyen) kişiyi doğru yola iletmez!

  20. Süleyman Ateş

    3. İyi bil ki, hâlis din yalnız Allâh’ındır. O’ndan başka veliler edinerek: "Biz bunlara, sırf bizi Allâh’a yaklaştırmaları için tapıyoruz," diyenler(e gelince): Şüphesiz ki Allâh, onlar arasında, ayrılığa düştükleri konuda hükmünü verecektir. Allâh, yalancı, nankör insanı doğru yola iletmez.

  21. Süleymaniye Vakfı

    3. Bil ki Allah’ın dini, katışıksız dindir.Allah ile aralarına veliler koyanlar şöyle derler: "Biz bunlara sırf bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz.” Allah, ihtilafa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah, yalancı ve nankör birini yola getirmez.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    3. Kesinlikle, din sadece Allah'a aittir. O'nun yanısıra evliya (dostlar) edinenler, bizi Allah'a yaklaştırsın diye onlara (bağlanıyoruz) kulluk ediyoruz." (derler). Ayrılığa düştükleri bu konuda onların arasında Allah karar verecektir. "Allah nankör yalancıyı (zorla) yola getirmez

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    3. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı duru din yalnız ve yalnız Allah’ındır! O’ndan başkasını veliler edinerek, "biz onlara, bizi Allah’a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz." diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.