Ayetler

Bakara 220. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

220. Dünya ve âhiret hakkında (düşünesiniz diye). Sana yetimleri de soruyorlar. De ki: Onların durumlarını iyileştirmek hayırlı bir iştir. Onlarla içli dışlı olursanız zaten onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah düzelten den bozanı ayırıp bilir. Allah dileseydi sizi güçlüğe düşürürdü. Hiç şüphe yok ki Allah izzet ve hikmet sahibidir

Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء fiilinin kökü, “var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir. Bu ayetin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

BAKARA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

220. Bunlar hem dünya hem ahiret ile ilgilidir. Sana yetimleri de sorarlar. De ki: Hayırlı olan onların durumunu düzeltmektir. Eğer (koruyucu aile olarak) aranıza alırsanız bilin ki onlar (evladınız değil sadece) kardeşlerinizdir.[1*] Allah, bozanı düzeltenden ayırmasını bilir. Allah kuralı farklı koysaydı sizi sıkıntıya sokardı.[2*] Daima üstün olan, doğru kararlar veren Allah’tır.

[1*] Kur’an evlatlıkların hiçbir yönüyle öz evlat sayılamayacağını bildirir (Ahzab 33/4-5). Allah nebîmizi, evlatlığı Zeyd’in boşadığı Zeynep ile evlendirdi ki evlatlığın kişinin kendi evladı konumunda olmadığı zihinlere yerleşsin (Ahzab 33/37-38).

[2*] Kur’an, yetimlerin gözetilmesini emreder. Ancak bu gözetimin mutlaka müminlerin kendi evlerinde yapılmasını şart koşmaz. Yine de bir yetimi kendi evinde gözetimi altına alan kişi, onu din kardeşi olarak görecek, gerçek evladı gibi kabul etmeyecektir. Bunun sonucu olarak bir müminin evinde korumaya alınan yetimlere, miras hakkı ve evlenme yasağı gibi hukuki sonuçlar doğuracak evlatlık statüsü verilemez. Ancak mirastan yararlandırılabilir. (Nisa 4/8) Kur’an, müminlere, yetimlerin mallarını yönetme görevinin yanı sıra hukuki ölçüler çerçevesinde bu mallardan yararlanma hakkı da tanır. Tüm bunlar yetimler hususunda müminleri sıkıntıya sokmayan ilahi ölçülerdir (Nisa 4/6).

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    220. Bu dünyayı da, öbür dünyayı da iyi düşünesiniz diye!.. Ey Muhammedi Sana öksüzleri de sorarlar. Sen de ki: Onların durumlarını düzeltmek, (onlardan uzak durmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşayacak (yahut onlarla evlenecek) olursanız, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Allah ise, öksüzlerin işlerini bozan ile işlerini düzelteni bilir. Allah dileseydi sizi zora da sokardı (size ağır sorumluluklar da yüklerdi). Çünkü kuşkusuz Allah, Aziz’dir (yegâne galiptir), Hakim’dir (evrendeki her şey için mükemmel sebep ve amaç kılmış olandır).

  2. Bayraktar Bayraklı

    220. “Onların durumlarını düzeltmek en hayırlı olanıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah işleri bozanı da düzelteni de bilir. Eğer Allah dileseydi sizi sıkıntıda bırakırdı. Çünkü Allah güçlüdür; hakimdir.”

  3. Diyanet İşleri

    220. Dünya ve âhiret hakkında (düşünesiniz diye). Sana yetimleri de soruyorlar. De ki: Onların durumlarını iyileştirmek hayırlı bir iştir. Onlarla içli dışlı olursanız zaten onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah düzelten den bozanı ayırıp bilir. Allah dileseydi sizi güçlüğe düşürürdü. Hiç şüphe yok ki Allah izzet ve hikmet sahibidir

  4. Diyanet Vakfı

    220. Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir.

  5. Edip Yüksel

    220. Bu dünya ve ahiret hakkında… Sana bir de öksüzler hakkında sorarlar: De ki: "Onları erdemli kişiler olarak yetiştirmeniz en büyük iyiliktir. Mallarını mallarınıza katarsanız aile bireyiniz olurlar." ALLAH bozanı düzeltenden ayırt etmesini bilir. ALLAH dileseydi sizi zora sokardı. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    220. Dünya ve ahiret hakkında (düşünürsünüz.) Sana bir de yetimlerden soruyorlar. De ki: Onlar hakkında yapacağınız bir ıslah, işlerine karışmamaktan daha hayırlıdır. Eğer onlara karışırsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyla ıslah ediciyi bilir, birbirinden ayırd eder. Eğer Allah dileseydi, sizi zora koşardı. Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

  7. Hakkı Yılmaz

    220. Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: Onlar için, “iyileştirme”, en iyisidir. Eğer onlara karışırsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyla iyileştiriciyi birbirinden ayırt eder. Eğer Allah dileseydi, sizi zora koşardı. Şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.

  8. Hasan Basri Çantay

    220. Bir de sana yetimleri sorarlar. De ki: «Onları yarar ve iyi bir haale getirmek hayırlıdır. Şayet kendileriyle bir arada yaşarsanız onlar sizin kardeşierinizdir. Allah, (yetimlerin) salâhına çalışanlarla (onların mal ve haalinde) fesâd (ve fenalık) yapanları bilir. Eğer Allah dileseydi sizi muhakkak zahmete sokardı. Şübhesiz Allah mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    220. Resûlüm!) Bir de sana yetimler hakkında sorarlar. De ki: “Onların (mallarını karşılıksız muhafaza etmek ve) durumlarını düzeltmek (için yakın ilgi göstermek, yüzüstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, artık (onlar) sizin kardeşlerinizdir. Allah, (yetimlere) fenalık yapanla (iyilik yapıp) hallerini düzelteni bilir. Allah dileseydi sizi (onlar gibi) zor durumda bırakırdı. Şüphesiz Allah mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibidir.”

  10. Hayrat Vakfı Meali

    220. Dünya ve âhiret hakkında (lehinize olanı düşünün)! Hem sana yetimlerden soruyorlar. De ki: `Onlar hakkında ıslahta bulunmak (onları yüzüstü bırakmaktan) daha hayırlıdır.` O hâlde (nafakalarınızı birleştirerek) onlarla bir arada yaşarsanız, artık (onlar sizin) kardeşlerinizdir. Allah, (onlar hakkında) bozgunculuk edeni, ıslâh edenden ayırır. Hâlbuki Allah dileseydi elbette sizi zora koşardı. Şübhe yok ki Allah, Azîz (dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.

  11. Hüseyin Atay

    220. Şimdikinde ve sonrakinde. Ve sana öksüzleri sorarlar, de ki: "Onların işlerini düzeltmek çok iyidir." Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, sizin kardeşlerinizdirler. Allah bozguncuyu düzelticiden ayırmasını bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Doğrusu, Allah yücedir, bilgedir.

  12. İhsan Eliaçık

    220. Allah, size dünya ve ahiret hakkında ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz. Bir de sana öksüzler hakkında soruyorlar. Onlar söyle: Öksüzlere kol kanat gerseniz, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah yapıcı olanı bozucu olandan ayırır. Allah dileseydi kaldıramayacağınız yükleri omuzlarınıza yüklerdi.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    220. (Allâh-u Te`âlâ size içki ve kumar hakkındaki hükmünü bu suretle açıklıyor ki,) dünya ve âhiret (meseleleri) hususunda (iyice düşünüp, en faydalı olan şeyleri tercih edesiniz ve zararı, faydasından çok olan şeyleri bırakasınız)! (Habîbim! Yetim malı yiyenleri tehdit eden âyetleri duyanlar korkuya kapılarak) sana yetimler(in mallarıyla ilgilenmelerinin hükmün) den soruyorlar. De ki: “Onlar(ın malları) için bir düzeltme yapmak (niyetiyle yetimlerle içli dışlı olmak, kendilerinden uzak durmaktan) daha iyidir. Eğer kendileriyle (içli dışlı bir halde) karışık yaşarsanız, zaten (onlar) sizin (din) kardeşleriniz (olduklarından, kendilerinden uzak durmamanız münasip) dir. Allâh (onlarla) bozguncu ola(rak irtibat kura) nı, düzeltici (olma niyetiyle ilgilenen)den seçecek (ve herkese karşılığını verecek)tir. Allâh (yetimlerle içli dışlı olmanızı tamamen yasaklayarak sizi zora sokmak) dileseydi elbette sizi meşakkate düşürürdü. Şüphesiz ki Allâh (kullarına zor şeyleri teklif etme gücüne sahip bir) Azîz’dir; (ama onlara güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklemeyecek derecede hikmete sahip bir) Hakîm’dir.”

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    220. Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz diye böyle yapıyor. Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: "Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp (birlikte yaşar)sanız (sakıncası yok). (Onlar da) sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

  15. Mehmet Akif Ersoy

    220. Yâ Muhammedi Sana yetimler için de soruyorlar. Onlara de ki: Vaziyetlerini ıslaha çalışmak işlerine karışmamaktan daha iyidir. Kendileriyle ihtilâtta bulunursanız (kendileriyle karabet peyda ederseniz) zaten din kardeşlerinizdir. Allah yetimlerin arasına fesad için girenle ıslah için gireni birbirinden ayırır. Allah dileseydi sizleri ağır tekâlif ile ezerdi. Allah'ın azîz olduğunda, hakim olduğunda şüphe yok.

  16. Mehmet Okuyan

    220. (Bu açıklamalar) dünya ve ahiret hakkındadır. Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: “Onları(n durumunu) düzeltmek, (yüzüstü bırakmaktan) hayırlıdır. Onlarla birlikte yaşıyorsanız, (unutmayın ki) onlar, sizin kardeşlerinizdir. Allah işleri bozanı düzeltenden (ayırmayı) bilir. Allah dileseydi sizi de sıkıntıya sokardı. Şüphesiz ki Allah güçlüdür, doğru hüküm verendir.”

  17. Mustafa İslamoğlu

    220. bu dünya ve ahiret hakkında... Bir de sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: "Onların lehine olan her tür iyileştirme (yüzüstü bırakmakdan) daha hayırlıdır. Onlarla (hayatı) paylaşırsanız, unutmayın ki onlar sizin kardeşinizdir. Kaldı ki Allah fesatçılık yapanı ıslah edenden ayırmasını bilir. Ve eğer Allah dileseydi sizi zora koşardı; ne var ki Allah her işinde mükemmeldir, her hükmünde tam isabet sahibidir.

  18. Mustafa Öztürk

    220. Evet, Allah size ayetlerini açıklıyor ki dünya ve ahiret hayatına dair faydanız ve zararınıza olan şeyleri düşünün ve ona göre davranın. [Ey Peygamber! ] Sana yetim çocuklara nasıl davranılacağı, mallarının nasıl kullanılacağı hakkında soruyorlar. De ki: "Onlara sahip çıkıp durumlarım düzeltmek elbet hayırlıdır. Şayet onları himayenize alır, onlarla birlikte yaşarsanız, bilin ki onlar sizin kardeşlerinizdir. " Allah yetimlere kötü davrananı da durumlarım düzeltmeye çalışanı da bilir. Allah dileseydi bu konuda size ağır sorumluluklar yüklerdi. Şüphesiz Allah üstün kudret sahibidir; her hükmü ve fiili mutlak isabetlidir.

  19. Ömer Nasuh Bilmen

    220. Dünya ve ahiret hakkında. Ve sana yetimlerden soruyorlar. De ki: «Onlar için ıslahta bulunmak hayırlıdır. Onlar ile ihtilât ederseniz onlar sizin kardeşlerinizdir» Allah Teâlâ ise müfsid ile muslih olanı bilir. Ve Allah Teâlâ dilese idi sizleri elbette meşakkate uğratırdı. Şüphe yok ki Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.

  20. Sadık Türkmen

    220. Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz, diye böyle yapıyor. BİR DE sana yetimleri soruyorlar. De ki: "Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışır(birlikte yaşar)sanız (sakıncası yok). (Onlar da) sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, doğru hüküm/karar verendir.

  21. Süleyman Ateş

    220. Dünyâ ve âhiret hakkında(ki işleri düşünesiniz). Ve sana öksüzlerden soruyarlar. De ki: "Onları(n durumlarını) düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışır(onlarla bir arada yaşar)sanız (onlar) sizin kardeşlerinizdir. Allâh, bozanı düzeltenden ayırır. Allâh dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.

  22. Süleymaniye Vakfı

    220. Bunlar hem dünya hem ahiret ile ilgilidir. Sana yetimleri de sorarlar. De ki: Hayırlı olan onların durumunu düzeltmektir. Eğer (koruyucu aile olarak) aranıza alırsanız bilin ki onlar (evladınız değil sadece) kardeşlerinizdir. Allah, bozanı düzeltenden ayırmasını bilir. Allah kuralı farklı koysaydı sizi sıkıntıya sokardı. Daima üstün olan, doğru kararlar veren Allah’tır.

  23. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    220. Dünya ve ahiret hakkında (sizin için faydalı olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Bir de sana yetimlere nasıl davranılacağı konusunu sana soruyorlar. De ki: “Onların (mallarını muhafaza ederek ve haklarını koruyarak) durumlarını düzeltmek en doğru olandır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız (doğru olanı yaparsınız. Çünkü) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, (yetimler için) bozgunculuk yapanla yararlı iş yapanı bilir. Eğer (bozgunculuk yaparsanız) uygun bulursa, Allah sizi de zahmet ve meşakkate sokabilir. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir.

  24. Yaşar Nuri Öztürk

    220. Dünya ve âhıret hakkında... Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: "Onları, işe yarar hale getirmek kendileri için daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir." Allah, bozguncuyu barışseverden ayırmasını bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi zora sürerdi. Allah, tüm onurların sahibi, tüm hikmetlerin sahibidir.