Ayetler

İsra 45 46. Ayetlerdeki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

İSRA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

45. Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

46. Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.

Allah Kur'an'ı anlamasınlar diye insanların kalpleri üzerine perde çekiyorsa o zaman neden peygamberler gönderdi? Araf 35. ayette şöyle diyor; EY ÂDEMOĞLULLARI (ve kızları!) Size içinizden, ayetlerimi haber verip açıklayan elçiler geldiğinde, kim sakınır ve kendini düzeltirse; işte onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Allah insanların kalbine perde çekecekse bu ve benzeri ayetlerin ne anlamı olur?

Bu ayetlerde istiare-i temsiliye var. Allah, kendilerine okunan ayetleri anlamak istemeyen insanları, sanki Allah bu insanların kalplerine perdeler koymuş, anlayabilecek durumda oldukları halde sanki kalpleri gözleri kulakları mühürlü gibi davrandıklarını anlatıyor. Saffat suresinde bu tip insanların atalarının izinden gitmekte ısrar eden insanlar olduğunu görebiliyoruz. Allah bu insanlara perde çekmedi, bu insanlar kendileri saptılar.

SAFFAT SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

62. Ödül ve ağırlanmak için bu mu daha iyidir, yoksa zakkum ağacı mı?

63. Şüphesiz Biz o ağacı, yanlış davrananlar için bir sıkıntı kaynağı yaparız.

64. O, cehennemin dibinden çıkan bir ağaçtır.

65. Tomurcukları şeytanların (zararlı mahlukların) başları gibidir!

66. Mutlaka onlar bundan yiyecekler, bununla karınlarını dolduracaklar!

67. Sonra muhakkak onlar için, üzerine kaynar su karışımı bir içecek vardır.

68. Sonra kesinlikle onların dönüşleri çılgın ateşedir.

69. Onlar atalarını sapıtmış kimseler olarak buldular.

70. Kendileri de onların izlerinde koşuyorlar!

71. Ant olsun ki, onlardan önce evvelki nesillerin birçoğu da sapmıştı.

72. Ant olsun ki, onların içine uyarıcılar göndermiştik.

73. Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu!

Ayetlerin doğru tercümesi şöyle;

Süleymaniye Vakfı Meali

İSRA SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

45. Kur’ân okuduğunda, seninle Ahirete inanmayanlar arasına (sanki[*]) görünmez bir perde çekmiş oluruz.

[*] Kâfirlerin ön yargıları, istiâre-i temsiliyye /alegori ile canlandırılmıştır (Keşşaf). İstiârede benzetme edatı gizlenir. Buradaki mecaz gerçek sanıldığı için benzetme edatı, tarafımızdan “sanki” sözüyle açığa çıkarılmıştır (Yasin 36/8-10, Lokman 31/6-7, Câsiye 45/6-7). “Sanki” edatı yazılmazsa bazı insanlar, Allah’ın kafirlere, tövbe kapısını kapattığını ve özgürce karar almalarını engellediğini sanacaklardır (Nisa 4/18). Oysa tövbe edildiği yani yanlıştan dönüldüğü takdirde (Bakara 2/160) affedilmeyecek bir günah yoktur (Zümer 39/53). Ayetleri görmezlikte direnenler, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini gereği gibi kullanmaz; gerçekleri görmek, duymak ve anlamak istemezler (Fussilet 41/5). Sanki Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine de perde çekmiş gibi davranırlar. Ayrıca Allah, kâfirleri, en’ama yani koyun, keçi, sığır ve deveye benzetmiştir. Bunun sebebi de kalplerini, kulaklarını ve gözlerini bir insan gibi kullanmamalarıdır (A’raf 7/179, Furkan 25/43-44). Ayrıca bakınız: Nisa 4/155, Maide 5/13, En’am 6/46, Araf 7/100-101, Tevbe 9/87-93, Yunus 10/74, Nahl 16/106-108, Rum 30/58-59, Mümin 40/35, Casiye 45/23, Muhammed 47/16, Saf 61/5, Münafikun 63/3, Mutaffifin 83/14.

46. (Sanki) Kur’an’ı anlamasınlar diye kalplerinin üstüne örtüler ve kulaklarına tıkaçlar yerleştirmişiz. Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığın zaman da bunalarak sırtlarını dönerler.

İstiare-i temsiliye hakkında daha fazla bilgi için Bakara 7. Ayeti yazdığım sayfaya bakabilirsin. Bakara 7. Ayet Açıklama.

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın (Kısmen Doğru)

    45. Ey Muhammedi Zaten sen Kur’an okuduğun zaman, Biz seninle o âhırete (hiç veya bedeni olarak) inanmayanlar arasında gizli bir perde çekeriz.

    46. Onlar (akıllarını ve iradelerini doğru kullanmadıkları için), Kur’an’ı anlamamaları için ayrıca (sanki) kalpleri üzerine perdeler, kulakları içine de bir ağırlık yerleştirdik. Sen Kur’an’da Rabb’ini bir tek (ortaksız) olarak andığında da, onlar arkalarına dönüp kaçarlar.

  2. Bayraktar Bayraklı

    45. Kur'ân okuduğun zaman, senin ile âhirete inanmayanlar arasına gizli bir engel koyarız.

    46. Âhirete inanmayanlar Kur'ân'ı anlarlar diye kalplerine örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. Çünkü, Kur'ân'da Rabbini yalnız andığın zaman, onlar canları sıkılarak arkalarını dönerler.

  3. Diyanet İşleri

    45. Kur’an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

    46. Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.

  4. Diyanet Vakfı

    45. Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz.

    46. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur'an'da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.

  5. Edip Yüksel

    45. Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmıyanlar arasına görülmez bir engel yerleştiririz

    46. Ve onu anlamalarını engellemek için kalplerine kabuklar, kulaklarına da ağırlık koyarız. Rabbini yalnızca Kuran'da andığın zaman nefretle geriye dönerler

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    45. Sen Kur'ân'ı okuduğun zaman biz, seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.

    46. Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur'ân'da bir tek olarak andığın zaman da ürkerek arkalarına döner kaçarlar.

  7. Hakkı Yılmaz

    45. Kur’ân öğrenip- öğrettiğin zaman seninle âhirete inanmayanlar arasında görünmez/ gizli bir perde yaptık.

    46. Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık yaptık. Ve sen Kur’ân’da sadece Rabbini ‘bir ve tek’ olarak andığın zaman, ‘nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

  8. Hasan Basri Çantay

    45. Sen Kur'ânı okuduğun zaman seninle âhirete inanmazların arasına gizli bir perde çekeriz.

    46. (Evet) onların kalbleri üzerine, onu (Kur'ânı) iyice anlamalarına (engel), perdeler gerer, kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen Kur'anda Rabbini bir tek olarak andığın vakit onlar ürkek ürkek arkalarını çevirirler.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    45. Kur’an okuduğun zaman, seninle âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

    46. (Ve) onların kalplerine (kötü niyetlerinden dolayı) onu anlamalarına engel olacak perdeler, kulaklarına da ağırlık koyduk. Kur’an’da Rabbini bir olarak andığın zaman, nefretle arkalarını dön(üp gid)erler.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    45. (Ey Resûlüm!) Kur'ân okuduğun zaman, seninle âhirete îmân etmeyenlerin arasına(bildikleri hâlde inkâr etmeleri sebebiyle) gizli bir perde çekeriz.

    46. Ve kalblerinin üzerine (kendilerinin de istediği gibi) onu iyice anlamasınlar diye perdeler çekeriz, kulaklarına da bir ağırlık (koyarız)! Çünki Kur'ân'da Rabbini bir olarak zikrettiğin vakit, (onlar) nefret ederek arkalarını dönüp giderler.

  11. Hüseyin Atay

    45. Ve Kur’an’ı okuduğun zaman, senin ile sonrakine inanmayanlar arasına görünmeyen bir perde koyarız.

    46. Ve onu anlarlar diye kalplerine örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. Ve Kur’an’da yalnız Rabbini andığın zaman, onlar ardlarına dönerler.

  12. İhsan Eliaçık

    45. Sen Kur'an'ı okuduğun zaman, Biz seninle ahirete inanmayanlar arası­na görünmez bir perde çekeriz.

    46. Kalplerinin üzerine, onu iyi anlamalarına engel kılıflar geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Bu yüzden Kur'an okunurken ne zaman Rabbinden Tek Tanrı olarak söz etsen nefretle sırtlarını dönüp giderler.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    45. (Habîbim! Ebû Leheb’in karısı Ümm-ü Cemîl eline taş alıp sana saldırmak üzere sohbet etmekte bulun duğun cemaatin yanına geldiği zaman yaptığımız gibi, birçok defa) sen Kur’ân okuduğunda Biz seninle, âhirete inan mamakta bulunan o kimselerin arasına örten bir perde/ (onların göremediği) örtülü bir perde/ koyarız.

    46. Biz onların (duyularını hakkı bulup hidâyete uyma yolunda kullanmadıklarını gördüğümüz için) kalpleri üzerine o (okuduğu)nu iyice anlayamasınlar diye birçok perdeler, kulakları içerisine de büyük bir ağırlık (ve kuvvetli bir sağırlık) koymuşuzdur. (Bu yüz den) sen Kur’ân’da Rabbini tek olduğu halde andı ğın zaman onlar kaçmak için arkalarına dönerler.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    45. Kur'an okuduğunda, seninle ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

    46. Kur'an'ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur'an'da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.

  15. Mehmet Okuyan

    45. Kur’an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizlenmiş bir örtü çekeriz.

    46. (İnkârcıların) onu (Kur’an’ı) anlamalarıyla ilgili kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir (s)ağırlık veririz. Kur’an’da O’nu (Allah’ı tek ilah olarak) andığında, nefret ederek arkalarını dön(üp gid)erler.

  16. Mustafa İslamoğlu

    45. Hem ne zaman (onlara) Kur’an okusan, seninle âhirete inanmamakta ısrar eden o kimseler arasına görünmez bir perde çekeriz;

    46. (akleden) kalplerinin üzerine onu anlamalarını engelleyen bir kapak, kulaklarına ise bir tıkaç yerleştiririz. Bu yüzden sen ne zaman Kur’an (okuma ânın)da Rabbini birleyerek ansan, nefretle gerisingeri dönüp uzaklaşırlar. *

  17. Mustafa Öztürk

    45. [Ey Peygamber!] Sen Kur'an'ı okuyup tebliğ ettiğin zaman, biz seninle ahirete inanmayan o müşriklerin arasına manevi bir perde çekeriz.

    46. [Kafirlikte direnmeleri sebebiyle] onların kalplerine, Kur'an'ı anlamalarına engel olan perdeler gerer, kulaklarını da sağırlaştınrız. Bu sebeple, sen Kur'an okurken rabbinden tek gerçek ilah/tanrı olarak söz ettikçe onlar bundan çok rahatsız olur ve nefretle yüz çevirip oradan uzaklaşırlar.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    45. Ve Kur'an'ı okuduğun zaman seninle ahirete imân etmeyenler arasına bir örtecek perde çekeriz.

    46. Ve onların kalpleri üzerine, onu iyice anlayamamaları için perdeler ve kulakları içine de bir ağırlık kıldık ve Kur'an'da rabbini bir olarak andığın zaman nefret ederek arkalarını dönüp giderler.

  19. Sadık Türkmen

    45. Kur’an okunduğunda, ahirete inanmayanlarla senin aranda sanki bir perde var.

    46. Zekâlarında onu kavramalarına engel olan kabuklar, kulaklarında da bir ağırlık var sanki. Kur’an’da bir ve tek olan Rabbini andığın zaman; onlar kaçarcasına arkalarını dönüp gidiyorlar.

  20. Süleyman Ateş

    45. Kur’ân okuduğun zaman seninle, âhirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.

    46. Kablerine -onu anlamalarına engel olacak- kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur’ân’da yalnız Rabbini andığın zaman (tek Tanrı inancından hoşlanmadıkları için) arkalarına dönüp kaçarlar.

  21. Süleymaniye Vakfı

    45. Kur’ân okuduğunda, seninle Ahirete inanmayanlar arasına (sanki[*]) görünmez bir perde çekmiş oluruz.

    46. (Sanki) Kur’an’ı anlamasınlar diye kalplerinin üstüne örtüler ve kulaklarına tıkaçlar yerleştirmişiz. Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığın zaman da bunalarak sırtlarını dönerler.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    45. Kur'an okuduğun zaman sanki seninle (onlar) arasında görünmeyen bir perde varda ahirete inanmıyorlar. (O, inanmayanları sana) bildiriyoruz

    46. Ve sana şunuda bildirmiştik. Kur’andan Allahı tek başına andığın zaman, onların kalplerinde ve kulaklarında anlamalarını engelleyen kabuklar varmış gibi 'nefretle kaçar vaziyette' gerisin geriye giderler.

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    45. Kur’an okuduğunda, seninle, âhirete inanmayanlar arasına gizli bir perde çekeriz.

    46. Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur’an’da andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar.