Ayetler

Yusuf 56. Ayetteki Tercüme Hatası

Alttaki ayetler Yusuf peygamberin (a.s) hapisten çıkışı sonrasını anlatıyor.

Diyanet Vakfı Meali

YUSUF SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

54. Kral dedi ki: Onu bana getirin, onu kendime özel danışman edineyim. Onunla konuşunca: Bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi.

55. «Beni ülkenin hazinelerine tayin et! Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi bilirim» dedi.

56. Ve böylece Yusuf'a orada dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.

Yusuf Peygamberin İmtihanı

Yusuf suresinde Yusuf (a.s)'ın başına gelenler kısaca şöyle; Yusuf peygamber daha çocukken abileri tarafından, babaları Yusuf'a daha özen gösteriyor diye kıskanılır. Babaları da peygamberdir. Abiler plan yapar. Pikniğe gidiyoruz diye babadan izin alırlar, Yusuf'u gider bir kuyuya bırakırlar. Babaya da "piknikteyken biz biraz dolaşmaya çıktık, Yusuf'u eşyalarımızın yanında bıraktık, geldik baktık ki Yusuf'u kurt yemiş" derler. Bir kervan gelir kuyudan su alacakken Yusuf'u görür, alır götürürler. Köle diye satarlar. Mısır sultanı alır Yusuf'u. Yusuf büyüyünce Sultan'ın eşi Züleyha Yusuf'a aşık olur. Bir gün odada Yusuf'a yaklaşacakken kapı açılır insanlar girer içeri. Züleyha hayınlık yapar "Yusuf bana saldırdı" der. Akıllı bir adam çıkar, "Yusuf'un gömleği önden yırtılmışsa, kadın kendini korumak için boğuşurken yırtılmıştır, kadın haklıdır ama gömlek eğer arkadan yırtılmışsa Yusuf kaçarken kadın saldırmıştır, Yusuf haklıdır" der. Bakarlar ki Yusuf'un gömleği arkadan yırtılmış. Yusuf sonra hapse atılır ama en sonunda bu sıkıntıların ardında Mısır'a bakan seviyesinde yönetici olur. Yusuf suresinin özeti kısaca bu. Yusuf zeten Allah'ın seçtiği bir kişi. Başına bu kadar olay geldiğinde bile dik duruşunu, sabrını kaybetmedi. Bütün bunlarda imtihan vardı. 56. ayet Güzel davrananların ödülünü eksiltmeyiz diye bitiyor. Yusuf (a.s) da sonunda Mısır'a bakan seviyesinde yönetici olarak Allah'ın ödülünü, ikramını gördü. Allah bu ikramları gerek gördüğü insanlara yapar. Elbette bu insanların imtihanlardan başarıyla geçmiş olması önemli etkendir.

Âyette dileme diye çevrilen şâe = شاء f fiilinin kökü, “var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. (Müfredât). Buna göre şâe = شاء fiilinin öznesi Allah olursa “gerekeni yarattı” insan olursa “tercihinin gereğini yaptı” anlamına gelir.

Süleymaniye Vakfı Meali

YUSUF SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

54. Kral dedi ki: “Yusuf’u bana getirin; onu has adamım yapayım.” Onunla görüşünce de “Bugünden itibaren sen bizim katımızda itibarlı ve güvenilir bir kişisin” dedi.

55. Yusuf da şöyle dedi: “Beni bu toprakların hazinelerinin başına getir. Ben onları iyi korurum, (bu konuda) bilgiliyim.”

56. Böylece ona, o topraklarda iyi bir makam verdik. İstediği her yerde, yetkisini kullanabiliyordu. Biz ikramımızı, gerek gördüğümüz kişiye yaparız. Güzel davrananların ödülünü zayi etmeyiz.

Şâe شاء Fiiliyle İlgili Ayrıntılı Açıklama

شَاءَ şā'e fiiliyle ilgili ayrıntılı açıklamayı İbrahim dördüncü ayeti ele aldığım sayfada okuyabilirsin. İbrahim 4. Ayet Şae Fiili

شَاءَ şā'e fiiline dileme anlamı verince Kur'an'ı Kerim nasıl tutarsız bir kitap oluyor görmek için Enam 145-146. ayetleri ele aldığım sayfaya bakabilirsin. Enam 145-146. Ayetler Şae Fiili

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    56. Ve işte Biz, o ülkede (Mısır’da) Yusufa böylece dilediği gibi hareket etmek (zindan hayatından sonra dilediği gibi dolaşmak, dilediği yerde ikamet etmek, ülkeyi dilediği gibi yönetmek) imkânını bahşettik. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi eriştiririz ve layıkıyla iyilik edenlerin mükâfatını (bu dünyada da, öbür dünyada da) zayi etmeyiz.

  2. Bayraktar Bayraklı

    56. Böylece Yûsuf`a, orada dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız. Güzel davrananların ödülünü zayi etmeyiz.

  3. Diyanet İşleri

    56. Böylece Yûsuf’a, dilediği yerde oturmak üzere ülkede imkân ve iktidar verdik. Biz rahmetimizi istediğimize veririz ve iyi davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.

  4. Diyanet Vakfı

    56. Ve böylece Yusuf'a orada dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.

  5. Edip Yüksel

    56. Böylece Yusuf'u o ülkede yerleştirdik. Dilediği gibi hareket edebiliyordu. Dilediğimiz kimseye rahmetimizi yağdırırız. Güzel davrananları ödülsüz bırakmayız.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    56. Ve işte biz böylece Yusuf'u o yerde temkin ettik (yerleştirdik). Neresinde isterse orada makam tutuyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyilik edenlerin mükafatını zayi etmeyiz.

  7. Hakkı Yılmaz

    56. Ve işte Biz böylece Yûsuf için o yerde iktidar; ülke yönetimi verdik. Neresinde isterse orada konaklardı. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyilik edenlerin ödülünü kaybetmeyiz.

  8. Hasan Basri Çantay

    56. İşte o yerde Yuusufa kudret (ve şeref) verdik. O, o yerden neresini dilerse orada konaklardı. Biz rahmetimizi kime dilersek ona nasıyb ederiz, iyi hareket edenlerin mükâfatını zaayi etmeyiz.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    56. Böylece Yusuf’u o yere (büyük mevki ve şerefle) yerleştirdik; orada dilediği yerde konaklardı. Biz rahmetimizi dilediğimiz kimseye ulaştırırız, güzel hareket edenlerin mükâfatını zâyi etmeyiz.[

  10. Hayrat Vakfı Meali

    56. İşte böylece Yûsuf'a o yerde (Mısır'da) imkân (ve kudret) verdik. Oradan dilediği yerde oturuyordu. Rahmetimizi dilediğimiz kimseye nasîb ederiz ve iyilik edenlerin mükâfâtını zâyi' etmeyiz.

  11. Hüseyin Atay

    56-57. Böylece Yusuf a o ülkede yerleşme imkanı sağladık, istediği yerde oturabilirdi. Biz acımamızı dilediğimize ulaştırırız. İyi davrananların ödülünü zayi etmeyiz. Andolsun, ahiretin ücreti inanan ve saygılı olanlar için daha iyidir.

  12. İhsan Eliaçık

    56. İşte böylece, Yusuf'u o ülkede yerleştirdik. Artık istediği her şey oluyordu. Biz sevgi ve merhametimizi işte böyle lâyık gördüğümüze yağdırı­rız. Güzel ahlâk sahiplerinin karşılığını asla zayi etmeyiz.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    56. (Habîbim!) İşte Biz Yûsuf’a o toprakta böylece (eşi benzeri görülmemiş bir) imkân (ve iktidar) verdik ki, o oradan dilediği mekânda yerle şebiliyordu. Biz (saltanat ve zenginlik gibi tüm nimet ve) rahmet(ler)imizi (üstün hikmetimiz gereği) dilediğimize (dünyada da) eriştiririz. Zaten Biz (iman ve tak vâda sebat ederek güzel davranışta bulunan) o muhsin kulların ecrini zâyi etmeyiz! (Bilakis dünyada da, âhirette de mükâfatlarını tastamam veririz!)

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    56. Böylece Yûsuf'a, dilediği yerde oturmak üzere ülkede imkan ve iktidar verdik. Biz rahmetimizi istediğimize veririz ve iyi davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.

  15. Mehmet Okuyan

    56. Böylece Yusuf’a dilediği gibi hareket etmek üzere o yerde (Mısır’da) yetki vermiştik. Dilediğimiz (layık olan) kimseye rahmetimizi (işte böyle) ulaştırır ve güzel davrananların ödülünü boşa çıkarmayız.

  16. Mustafa İslamoğlu

    56. İşte bu şekilde Biz, Yusuf’a ülkede sağlam bir iktidar zemini hazırladık. O orada istediği gibi hareket ediyordu. Biz de rahmetimizi tercih edene/tercih ettiğimize bahşederiz; fakat iyilik yapanların karşılığını da asla zayi etmeyiz.

  17. Mustafa Öztürk

    56. İşte biz böylece Yusufa Mısır'da önemli bir mevki ve iktidar gücü verdik. Nitekim o, ülkenin her yerinde görevini rahatça yapabiliyor, yetkisini kullanabiliyordu. Biz lütuf ve rahmetimizi [iktidar gücünü] dilediğimize veririz. Yine biz işlerini dürüst yapanların hak ettikleri karşılığı asla zayi etmeyiz.

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    56. Ve öylece Yusuf için o yerde bir mevki, bir selahiyet verdik. Oradan dilediği yerde ikâmet eder idi. Biz dilediğimize rahmetimizi nâsib ederiz. Ve iyilik edenlerin mükâfaatını zâyi etmeyiz.

  19. Sadık Türkmen

    56. Işte böylece Biz; o yerde Yusuf’u yetki sahibi kıldık. Orada dilediği yerde konaklardı. Biz dilediğimiz (rasûl/nebi/peygamber olarak seçtiğimiz) kimseye, rahmetimizi ulaştırırız. Ve iyi davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.

  20. Süleyman Ateş

    56. Böylece biz Yûsuf’a o ülke’de iktidar verdik. Orada dilediği yerde konaklardı. Biz, dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız, güzel davrananların ecrini zayi etmeyiz.

  21. Süleymaniye Vakfı

    56. Böylece ona, o topraklarda iyi bir makam verdik. İstediği her yerde, yetkisini kullanabiliyordu. Biz ikramımızı, gerek gördüğümüz kişiye yaparız. Güzel davrananların ödülünü zayi etmeyiz.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    56. Ve böylece Yusuf'a orada düzenimize uygun bir şekilde hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik. Biz yasalarımıza uyan kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel davrananların mükâfatını zayi etmeyiz.

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    56. İşte böylece biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân ve mevki verdik. Ülkede, istediği yerde konaklayabiliyordu. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız; güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmeyiz.