Ayetler

Yasin 82. Ayetteki Tercüme Hatası

Diyanet İşleri Meali

YASİN SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

82. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.

İrade ve Şae Farkı

Bu ayette erāde ( أَرَادَ ) fiili var. İrade etmek yani istemek. Bunu "dileme" diye çevirdikleri şae fiilinden ayrı tutmak gerekiyor. Allah bir şeyin olmasını istese o şey olmaz. Üstteki ayette görüyoruz ki Allah istedikten sonra Ol emri vermesi gerekir ki olsun. Ol emri verdiğinde şae fiiline dönüşür. Konu neyse Allah o konuyla ilgili yapılması gerekenin olması için emir vermiş olur. Nisa 26'da Allah herkesi doğru yola yönlendirmek istediğini yani irade ettiğini söylüyor “Allah size, her şeyi açık açık göstermeyi; sizi, sizden öncekilerin doğru yollarına yönlendirmeyi ve tevbenizi kabul etmeyi irade eder. Allah bilir, doğru kararlar verir.” (Nisa 4/26) Allah herkesin doğru yolda olmasını istiyor ama insanlar doğru yolda olmuyor. Bunun gerçekleşmesi için kulların da doğru yolu tercih edip üzerilerine düşeni yapması gerekir. İmanı olmayan biri Kur'an'ı alıp okuyup, Allah'ın emir ve yasaklarına uymaya başladığı an, Allah da bu kişi için Ol der ve bu kişi müslüman olmaya başlar. Bu ayeti dileme diye çevirmemek yanlıştır.

Süleymaniye Vakfı Meali

YASİN SURESİ

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.

82. Bir şeyin olmasını irade[*] ettiğinde yaptığı tek iş onun için ‘Ol!’ demesidir; sonra o şey oluşur.

[*] İrâde, istemek ve dilemektir. Allah kullarının, imtihanı başarmalarını irade eder ama herkes başaramaz. Bir âyet şöyledir: “Allah size, her şeyi açık açık göstermeyi; sizi, sizden öncekilerin doğru yollarına yönlendirmeyi ve tevbenizi kabul etmeyi irade eder. Allah bilir, doğru kararlar verir.” (Nisa 4/26) Bu âyete göre Allah “ol” emrini vermeden onun iradesi gerçekleşmez. İmtihanla ilgili konularda “ol” emrini, sadece gereğini yapanlar için verir.

Ayetteki شَيْئاً (= şey’en) mastar, ondaki tenvîn ise muzafun ileyhten ıvazdır. Yani شيءٍ شيئ iken muzafun ileyh olan şey شيئ kaldırılmış yerine tenvîn konmuştur. Kaldırılan isimdir ve mastar olan شيئ’in mef’ûlüdür. Ayetteki كُنْ tam fiildir ve faili şey (شيئ)’dir. Şey (شيئ)’in kendisi henüz oluşmamış olsa da ölçüsü oluştuğu için emre muhatap kılınmıştır.

Ayetteki فَيَكُونُ (feyekûn) da tam fiildir. Bu sebeple (إِذَا أَرَادَ شَيْئاً)’e;” إِذَا أَرَادَ إحداث شيء وتكوينه = bir şeyi var etmek ve oluşturmak istediği zaman” anlamı verilir. Çünkü tam olan كُنْ = kün’ün anlamı, “kevvin كوِّنْ= oluşmaya başla!” veya “uhdus أحدث = varlık sahnesine çık” şeklindedir. Buradan hareketle mastar olan شيئ’in, ihdas (إحداث) ve tekvîn (تكوين) anlamında olduğu ortaya çıkar. İhdas, ‘yokken var etmek’, tekvîn ise ‘oluşturmak’tır. Bize göre tekvîn anlamı daha uygundur.

Seçtiğim Meallerde Nasıl Tercüme Edilmiş?

Eğer çok okunan mealler arasında doğru tercüme varsa yeşil doğrulama işaretiyle belirtim.

  1. Ali Akın

    82. O, bir şeyi yaratmayı dilediği zaman yaptığı iş, “Ol!” demekten ibarettir. O da hemen oluverir.

  2. Bayraktar Bayraklı

    82. “O, bir şeyi yaratmak istediği zaman, O`nun işi, sadece o şeye ‘ol` demektir; o da hemen oluşmaya başlar.”

  3. Diyanet İşleri

    82. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.

  4. Diyanet Vakfı

    82. Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı «Ol» demekten ibarettir. Hemen oluverir.

  5. Edip Yüksel

    82. Bir şeyi dilediği zaman, ona sadece "Ol!" der ve o da hemen oluverir.

  6. Elmalılı Hamdi Yazır

    82. O’nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece «Ol!» demektir. O da hemen oluverir.

  7. Hakkı Yılmaz

    82. Şüphesiz ki O, bir şeyi dilediğinde, O’nun buyruğu/işi o şeye “Ol!” demektir; o da hemen oluverir.

  8. Hasan Basri Çantay

    82. Onun emri, bir şey’i dilediği zaman, ona ancak «Ol» demesinden ibâretdir. O da oluverir.

  9. Hasan Tahsin Feyizli - Feyzü'l Furkan

    82. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun buyruğu sadece “ol” demektir. O da hemen oluverir.

  10. Hayrat Vakfı Meali

    82. Bir şeyi(n olmasını) dilediği zaman, O`nun emri, ona sâdece `Ol!` demektir, (o da)hemen oluverir.

  11. Hüseyin Atay

    82. Ancak bir şeyi dilediği zaman Onun buyruğu o şeye “Ol” demektir; o hemen oluverir.

  12. İhsan Eliaçık

    82. İş ve oluşla ilgili bir şey isteyince ona sadece "Ol" der, O da oluverir.

  13. Kur'ân-ı Mecid Tefsirli Meal-i Alisi (İsmailağa Cemaati)

    82. (Allâh-u Te`âlâ’nın diriltme gü cünü uzak görmenin hiçbir anlamı yoktur. Zira) O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O’nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: “Var ol!” bu yurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.

  14. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir

    82. Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.

  15. Mehmet Okuyan

    82. Bir şey(in olmasını) istediği zaman O’nun durumu o şeye sadece “Ol!” demektir; o da hemen olmaya başlar.

  16. Mustafa İslamoğlu

    82. O, eşsiz yaratışıyla bir şeyin olmasını dilediği zaman, sadece ona “Ol!” demesi yeter: o da hemen oluş sürecine girer.

  17. Mustafa Öztürk

    82. O herhangi bir şeyi yaratmak istediği zaman ona sadece "Ol!" der ve o şey de derhal oluş sürecine girer

  18. Ömer Nasuh Bilmen

    82. O’nun emri, bir şeyi murad ettiği zaman ancak ona «Ol!» demesidir ki, o da hemen oluverir.

  19. Sadık Türkmen

    82. Allah bir şeyi oluşturmayı muradederse/dilerse ona (sadece), "Ol" der, o şey derhal oluşmaya başlar.

  20. Süleyman Ateş

    82. O’nun işi, bir şeyi(n olmasını) istedi mi ona, sadece "ol!" demektir, hemen oluverir.

  21. Süleymaniye Vakfı

    82. Bir şeyin olmasını irade ettiğinde yaptığı tek iş onun için ‘Ol!’ demesidir; sonra o şey oluşur.

  22. Viyana Kur'an Okulu Kur'an-ı Kerim Meali

    82. O'nun işi, bir şeyi(n olmasını) istedi mi ona, sadece "ol!" demektir, hemen oluverir.

  23. Yaşar Nuri Öztürk

    82. O bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir.